*
Merhaba Işık Hanım. Sizi ve eşinizi ilk kitabınız yayınlandığından beri takip ediyorum ve bizleri aydınlattığınız, yol gösterdiğiniz için size teşekkür ederim. Size yaklaşık iki hafta önce gördüğüm ve bana çok garip gelen rüyamı yazmak istiyorum. Her gün rüya görüyorum ama bir kısmını net hatırlayamıyorum. Bu rüyam ise bunlardan öyle farklı ve öylesine netti ki... Işıl ışıldı. Rüyamda bir savaş vardı. Gözümün hemen önünde bir alev yükseliyordu ve gittikçe yaklaşan bir silah veya robot (gri renk olabilir) bana ateşini savuruyordu. Bilincim açıktı. Korktum ama geri çekilmedim. Burnumun dibinden alev geçiyordu ve alev, birden bir aydınlanma ve kuvvetli bir çekim gücüyle beni kendisine doğru çekmeye başladı. Işığın kaynağı yavaş yavaş ortaya çıktı. Görüntü daha berrak ve aydınlıktı. Bir sütun veya masa gibi bir şeyin üzerinde ve yaklaşık el kadar büyüklükte krembeyaz renkli kristalize pırıl pırıl parlayan değerli bir taş belirdi. Bilincim açıktı demiştim ya hâlâ açık ama ben kollarımı dahi kıpırdatamıyorum bu çekim gücüne karşı. Taş çok güzeldi ve gittikçe ona doğru yaklaşıyordum. Beni hayran bırakmıştı. Şıkır şıkır sesini duyuyordum aynı zamanda. Taşın yüzeyine yaklaştıkça uzun saçlı bir erkek yüzüne benzer bir şekil belirirken birden uyandım. Uyandığımda rahatlamış ve büyülenmiş gibiydim. Uyanmasaydım da devamında ne olacağını görseydim dedim. Öylesine güzeldi ki bu taş.Bir şey daha sormak isterim size; ben rüyalarımda genellikle bebekler görüyorum ve sürekli onlar bana gülüyor ben de onları seviyorum. Ama en son gördüğüm rüyamda bebek evimizin oturma odasında ve ben yanımdaki kadın (veya annemdi bu) ile bebeği seviyoruz. Bebek kız, kısa saçlı, beyaz tenli ve güleç yüzlü. Ben başka bir odaya gidiyorum. Belki mama almak içindi. Gittiğim odadan sesler duyuyorum. Bebeğin bulunduğu oda koca koca parçalar halinde kara kömürlerle kaplanmış. Telaş yapıyorum bebeğe ne oldu, öldü mü yoksa diye, üzülüyorum. Bebeği arar gibi bakıyorum kömürlü odaya ama bir şey göremiyorum. Yanımda olan kadın "Bebek yaşıyor, ona bir şey olmadı" diyor. Sevinirken şaşkınlıkla uyanıyorum. Rumuz: Değerli Sevgili Rüya Dostu, bu hafta yorumlacağım üçüncü alevli rüya. Sanırım bireysel değil, toplum olarak kökten bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Eskileri bırakıp yenilere yer açmanın, toplumsal anlamda ki hayat amacımızı keşfetmenin zamanı geldi. Kendimizden yaşama bir çiçek gibi açmaya niyet edelim hepimiz.
Rüyana gelince, rüyandaki robot senin sembolize ediyor. Aşırı kuralcıysan ya da her günün bir diğerinin aynıysa, çoğu insanın yaptığı gibi otomatiğe taktıysan hayata bir dur demenin, yaşamın üzerinde düşünmenin vakti gelmiş. İçindeki güzellikleri, zenginlikleri, değerleri görmeyi seçmelisin. Kendini keşfetmek için bir yolculuğa çık. Her gün bir ononbeş dakika ayır kendine. Neler seni mutlu ediyor? Mutsuz eden şeyler varsa onları hayatından çıkarmak için neler yapman gerekiyor? Tüm bunları fark etmek için kendine zaman ayır. Günümüz metropol insanının en çok ihmal ettiği şey kendisi. Alışveriş, spor ya da kozmetik malzemeleri bu söylediklerimin yerine geçmiyor maalesef. Bu alışveriş yapmamızın sebebi ya da rahatsızlıklar, yaşamımızın sebebi kendi içimizdeki ruhla bağlantıyı kesmemiz. Onun için hiç bir şey yapmak istememiz. Değiştirebilecek güce sahibiz. Üstelik bu çok basit. Kabul etmek ve istediğin durumu ifade etmeyi seçmek gerek. Rüyanda pozitif bir duruma doğru çekiliyorsun. Hayatın içinde esnek olmak, sana kazandıracak. Sevgi ve aşkla ilgili beklentilerin varsa bunlar gerçekleşecek. Sadece en iyisine layık olduğunu kabul et.
Bebekler yaratıcılığı, başarıyı, içinizde yeni oluşumların başladığını, radikal kararlar alacağınıza işaret eder. Bu sembol rüyalarınıza sık giriyorsa, bir dönüm noktasında olabilirsiniz.