Adnan Sezgin'le Uludağ'da karşılaştık, konuştuk, dertleştik. Dışarıda eksi 15 derece soğuk, sohbetimizde ılık bir hava vardı. Siz de mahrum kalmayın okuyun: Biz Uludağ'da zirvedeyiz lakin Cim Bom zirveyi özledi
-Özlem iyidir. Kavuşunca daha kıymetli olur.
-Mehmet Yıldız olayı niye fos çıktı?
-Çünkü çok para çektiler. 5'ten açtılar kapıyı.
-Vaaay!
-Mehmet değerli bir futbolcu ama.
-Ama ne?
-Mevcut kadromuza olan vecibeleri yerine getirmeden, çok para harcarsan sıkıntı doğar.
-Önceki senelerde bunun acısı çekildi zaten Galatasaray'da
-Bazen Ocak transferi tehlikelidir.
-Nasıl tehlikeli? Oturmuş ekibin varsa yeni adama verilen imkan ahengi bozabilir.
-2008'in son gününde Cim Bom öyküsü dinlesem ağzınızdan?
-Sezon başındaki durumu düşünün. Takımda 3 oyuncu dışında en eskisi 2 yıllık. Yani yepyeni bir kadro kurmuşuz. Ayrıca kadroda 8 tane kaptan var. Linderoth İsveç Milli Takımı kaptanı, Nonda Kongo kaptanı, Meira deseniz öyle. Ümit Karan bizim kaptanımız ve diğerleri. Yabancıların hepsi kendi milli takımlarında maç oynuyor. Bizimkilerin çoğu milli takımda. Ümit millilerimiz de var.
-Yani?
-Bunca maç olunca zaten yeni olan takım neredeyse hiçbir araya gelemedi. Kadronda 8 milli olması hem bir avantaj hem de bir dezavantaj.
-Kayba yol açtı mı? Bizim Devler Ligi'nden elenmemizin yegane sebebi budur. Bir arada çalışma olanağı bulamadık ki.
-Transfere dönersek ne olacak, kimi alacaksınız?
-Biz sezon başında verdik kararı. Toptan bir transfer harekatı değil, nokta atışı yapalım dedik. Çünkü dünyada hiç bir büyük takım bu kadar değişimi göze alamaz
-Aldınız ama
-Neticede risk aldık. O riski de almazsan sporda sonuç alamazsın.
-Hala söylemediniz kimi alacak Galatasaray?
-Bak şimdi şurada cam kırılsa aynı anda masanın da bacakları bozulsa ne yapar işletmeci. "Hava buz gibi" der önce camı yaptırır. Yaz günü olsa önceliği belki masaya verir. Futbolda da bu öncelik var.
-Lincoln'e sihirli bir değnek mi deydi?
-Biz Lincoln gerçeğini öğrendik o da bizim gerçeğimizi öğrendi
-Neymiş ki Lincoln gerçeği?
-Yıldız futbolcular yıldız sanatçılar gibidir. İç dünyalarını çözmek, oraya dokunabilmek kolay olmaz.
-Nasıl dokundunuz içine onun?
-Çok konuştuk. Ben bizzat epey mesai harcadım. Tanıdıkça daha iyi kavradık onu.
-Çocuk gibi adammış aslında değil mi. Naif, saf?
-Hangisi değil ki? Ronaldo, Ronaldinho bunlar da çocuk gibi değil mi aslında? Batıda doğrular, Türkiye'de gerçekler var. Bunların sentezini yapamazsan başarı şansın azalır. Lincoln de bu sentezi yaptı.
-Hakan Şükür Fenerbahçe'ye antrenör olabilirim demiş duydunuz mu?
-Duymadım ama duysam da beni ilgilendirmez.
-Stat meselesini sormazsam olmaz
-Söylediğimiz zamanda bitecek. Sadece biz değil Türk Sporu çok şey kazanacak.
-Sezgin A.Ş'nin başında. Ama o daha çok spor adamı mı, şirket ceo'su mu? -Her ikisi de son derece ciddi şeyler. Aşkla, şevkle, tutkuyla yapmazsan hem beceremezsin hem tüketecek enerji biriktiremezsin.
-Size de Galatasaray'a da mutlu yıllar dilerim. -Yeni yılda yeni statta buluşabilmek dileğiyle ve sizin aracılığınızla herkese iyi yıllar.