Selçuk Yula: Canı yananın ağlaması bu seneye özgü değil. Asıl tehlikeli olan işe yaraması Cüneyt Tanman: Adaleti dağıtacak mekanizmalar işlemiyor. MHK daha güvenilir olmalı
* F.Bahçe sezona kötü başlamasına karşılık ligi iyi denilebilecek bir yerde bitirdi. Bunu neye bağlıyorsunuz? Eleştirilen Aragones'in başarısı şeklinde yorumlayabilir miyiz? S.Y.- Fenerbahçe'nin şu fikstürde Galatasaray ve Beşiktaş'ı yendikten sonra en az 3-4 puan farkla lider olması gerekirdi. O yüzden büyük bir başarı yok. Ama ligin ilk haftalarındaki kötü gidişten sonra yine de yukarılarda bitirmek güzel bir durum. Bu yükselişte Aragones'in ne kadar payı var derseniz; oynanan futbol gösteriyor ki öyle büyük bir payı falan yok. Sakatların iyileşmesi ve futbolcuların kalitelerini ortaya koyması ve daha önemlisi bireysel çabalarla buralara gelindi. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe deplasmanlarda çok kötü bir görünümde. Aragones, korkak futbolundan hiç taviz vermedi. Ankaragücü karşısında 19 Mayıs Stadı'nda hiç şut çekmeden alınan beraberlikten sonra bile Aragones "Deplasmanlarda alınan 1 puan iyidir" dedi. Allah'tan Kadıköy'deki maçlar alındı da buralara gelindi. Avrupa macerası zaten tam bir hüsrandı.
* Fenerbahçe transfer yapmalı mı? Yapılacaksa bu hangi mevkiye olmalı? S.Y. - Fenerbahçe'nin kadrosu ligimize yeter de artar bile. Burada yönetimin yapacağı iki şey var. Birisi Aragones'le, ikincisi sakatlarla ve müzmin sakatlarla konuşmak. İlk önce Aragones'e, "Sen şu anda oynadığın sistemde ısrar edecek misin, etmeyecek misin?" diye sorulmalı. Eğer böyle devam edecekse kulübün paralarını sokağa atmaya hiç gerek yok. Bu kafayla oynanacaksa takıma dünyanın en iyi 10 forvetini de alsan ne fark edecek? Ayrı bir dert de sakatlar. Fenerbahçe ilk yarıda sakatlardan çok çekti. Bu böyle giderse 1-2 değil, 10 transfere ihtiyaç var demektir. nGenel olarak geride bıraktığımız ilk yarıyı nasıl değerlendirirsiniz? Futbolun içinde öne çıkan öğeler nelerdi? S.Y.- Hiç şüphesiz ki ilk devreye hakemler damgasını vurmuştur. Hakemlerin bu kadar skora etki ettiği bir sezon hiçbir yerde yoktur. Canı yananın ağlaması bu seneye has bir mevzu değil. Ama işin tehlikeli yanı bunun işe yaradığını görmek. Trabzon'un Bursa'da hakkı yendi. Bir hafta sonra Eskişehir'in Trabzon'da hakkı yendi. Bütün takımlar yürüsün. Peki bu işin sonu ne olacak? C.T. - İlk yarıda 3 büyüklerin hiç olmadığı kadar puan kaybı yaşadıkları bir dönem oldu. Galatasaray ve Fenerbahçe de kendini toparladı. Anadolu takımlarının çıkışı çok ilginç ve ligi renklendirdi. Değişmeyen tek şey kaos ortamının yine tırmanması. Bağıranın, kavga edenin ödüllendirildiği bir sisteme döndük. Bunun bir an önce sona ermesi gerekiyor ama adaleti dağıtacak mekanizmalar ne yazık ki yeterince iyi işlemiyor. Güvenilir bir Merkez Hakem Kurulu oluşturmak şart. Eğer bu olmadığı taktirde federasyonun da kalıcı olması zorlaşır.
* Galatasaray'ı Beşiktaş karşısında gollü bir galibiyete taşıyan ana etkenler nelerdi? Derbiyi nasıl değerlendirirsiniz? - C.T.- Derbilerde hata yapanın şansı olmuyor. Beşiktaş da çok bireysel hata yaptı, Sarı-Kırmızılılır da bunlardan faydalandı. G.Saray'ın orta sahası daha dirençli, forvetindeki yıldızları daha uyumlu ve formdaydılar. Beşiktaş ise daha ne oynayacağının kararını vermiş değildi. Galatasaray özellikle ilk yarıda orta sahasıyla ayakta kaldı. Özellikle Arda, tüm sol tarafı tek başına hem defansif olarak hem de ofansif olarak çok iyi kullandı. İkinci yarıda Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra özellikle Lincoln ve Baros organizasyonu devreye girdi. Bu ikili mükemmel bir uyum içindeler. Geleceği için çok önemli bir olumlu gösterge.
* Özellikle bu son derbi galibiyeti sonrası, gönderilmesi sık sık gündeme gelen Skibbe'nin durumu ne olur? C.T. - Şu aşamada Skibbe'nin gönderilmesi doğru olmaz. Çünkü, Galatasaray'da sular duruldu. Oynanacak sistemler belirgin. Takımda kimlerin oynayacağı belli. Asıl işi saha içindeki liderler ve yıldızlar yapacak. Bunlar da fazlasıyla mevcut. Ama Galatasaray'da öyle işler oldu ki devre arasında yönetim yeni bir operasyon yaparsa da hiç şaşırmam.