Selçuk Yula: Eğer Aragones yine çift ön libero oynatırsa onu Allah'a havale ediyorum. Sahaya süreceği 11 skoru belirleyecek...
Cüneyt Tanman: Sıradan maçlarda herkes Fener'in hocalığını yapar. Aragones ne yapacak göreceğiz

* Galatasaray, Ankaragücü'ne 5 dakikada 3 gol attı. Sergilenen futbolu beğendiniz mi?
C.T.: Özellikle Avrupa'da ve ligdeki deplasmanlarda Galatasaray'ın karnesi kötüydü. Niye kötü olduğunu bu maçta çok net olarak görme şansımız oldu. Galatasaray'da önemli yıldızlar var. Bu yıldızlar işi ciddiye aldığında Galatasaray'ın görüntüsü değişiyor. Benfica ve Hertha Berlin'de olduğu gibi. Ama deplasmanlarda rakipler sert oynadığında kendilerini çok fazla yıpratmak istemiyorlar. Olayı ciddiye almıyorlar. Ankaragücü maçında da 60 dakika Kewell'ı, Baros'u, Lincoln'ü gören olmadı. Beş dakika sahneye çıktılar, maç 3 oldu. Bir takımın lokomotifleri ortada olmadığında başarılı olma şansı yok. Ankaragücü maçındaki yıldızsız ve yıldızlı dönem Galatasaray'ın başarı ve başarısızlığının net bir göstergesi oldu. Ama sezonun genelinde Sarı-Kırmızılılar'ın en büyük sıkıntısı bu yıldızları her maça ne kadar konsantre edeceğidir. Kısaca Galatasaray'ın başarısı ne Michael Skibbe'nin ne yönetimin değil Galatasaray'ın yıldız oyuncularının elinde.

* Fenerbahçe, Denizlispor karşısında 1-0 kazandı ama ilk yarıdaki oyunu pek de tatmin edici değildi. Takımı nasıl buldunuz?
S.Y.: Haftalardır söylediklerimizi Fenerbahçe Teknik Direktörü Luis Aragones tatbikatlarıyla sürekli haklı çıkartıyor. Bu takımın yapısına çift ön libero fayda sağlamıyor, bu açıkça ortada. Çünkü Fenerbahçe'de o görevi üstlenen arkadaşlar ne yazık ki sürekli yana ve geriye oynuyorlar. O zaman ne Güiza'nın ne Alex'in ne de Semih'in hiç bir faydası olmuyor. Hem ileri oynamıyorsun hem de ileride oynaması gereken bir kişiden yoksun kalıyorsun. Her zaman söylüyoruz elinde Aurelio-Appiah gibi bir ikilin varsa sabaha kadar çift ön libero oynat. Bir de şu sistemi "Defans sağlama alınıyor" diye savunmaya kalkanlar var. Ama onlar da böylesine kötü bir sistemde Arsenal'den nasıl 5, Kayseri'den nasıl 4 gol yendiğini sorusuna yanıt veremiyorlar. İşte Beşiktaş maçına Selçuk'la tek ön libero çıkıldı, Deivid öne çekildi. Sonuç ortada. Beşiktaş tarihi farktan kurtuldu. En güzel örneği Denizli'de yaşadık. Çift ön libero başlandı, koskoca Fenerbahçe'nin küme düşmemeye oynayan rakibi karşısında tek bir pozisyonu yok, tıpkı Ankaragücü maçındaki gibi. Ne zaman Josico çıktı, Deivid girdi; Vederson çıktı, Emre girdi, tek ön liberoya geçildi, takım anında 3 gol birden buldu. Bakmayın siz hakemlerin vermediklerine. 3'ü de buz gibi goldü. Yani uzun lafın kısası şu örnek bile Fenerbahçe'nin nasıl oynaması gerektiğine en güzel kanıttır. Artık bu konu tartışma götürmez. Aragones bütün bu yaşananlara rağmen yine aynı yanlışlarda devam edecekse bir an önce gönderilmesi Fenerbahçe'nin yararına olacaktır. Ama böyle göstere göstere intihar edeceğine de inanmıyorum. Yani bundan sonra Fenerbahçe'nin yolu açıktır. Yine de bekleyip görmekte yarar var. Dinamo Kiev karşısında Fenerbahçe'nin şansı nedir? Sizce Sarı-Lacivertliler UEFA'ya kalabilecek mi?
S.Y.: Bu sorunun yanıtını da uzun uzun vermeme gerek yok. Fikirlerim açıkça ortada. Aragones, takımın kazanmak için oynayacağı sistemi artık görmediyse bana da söyleyecek bir şey düşmez. Yüzde 100 kazanılması gereken bir maçta yine çift ön liberoyla sahaya çıkacaksa kendisini artık Allah'a emanet ediyorum. Kiev çok iyi bir takım. Bence grubun en kötü takımı ne yazık ki bir üst tura çıktı (Porto). Dinamo Kiev, Arsenal de dahil olmak üzere grubun en iyi futbol oynayan takımı. Onlar da büyük talihsizlikler yaşadılar. Kendi evlerinde bu takımı yenmek elbette güç ama önemli olan doğruların yapılması. Aragones'in sahaya süreceği 11 skoru belirleyecek. Sen önce doğruyu yap sonrası Allah Kerim.
C.T.: Söylenebilecek tek şey galibiyet. Bunun dışında hiç bir sonuç yeterli olmaz. Bu maçın telafisi yok. Çok kolay olmayacak. Hem rakip özellikle hava şartları olumsuz. Alexler Güizalar nasıl oynar bilemeyiz. Kolay değil ama imkanız da değil. Her türlü riskin alınması gereken bir maç. Özellikle ikinci yarıda alınacak. Büyük teknik adamların bu tarz maçlarda neler yapacakları da önemli. Sıradan maçlarda herkes Fenerbahçe'yi her şey çıkartır oynatır. Bakalım Aragones neler yapacak. Futbolcuların da o hamlelere yeterli desteği verip vermemesi de önemli.

* Üst üste alınan galibiyetler Skibbe'nin yerini sağlamlaştırdı mı?
C.T.: Alınan galibiyetlerde Skibbe'nin çok fazla etkisi olduğunu düşünmüyorum. Galatasaray'da her şey oyuncuların elinde. Bu geniş ve kaliteli kadro başlangıçta düzgün şekilde yönetilseydi bugün çok daha farklı bir yerde olabilirdi. Türkiye'de bu kadronun maddi olarak 10'da 1'iyle kurulmayan takımların başında aslanlar gibi Türk antrenörler var. Özellikle bu yıl genç nesil teknik adamlarımız devrim yarattılar. Ligin son sıralarında yer alan takımlar bile büyüklere kök söktürdü. İşte bu değerlerimiz arkalarında durulduğu taktirde bir malzemeyle Skibbe'den çok daha iyisini yaparlar diye düşünüyorum. Skibbe'nin çok fazla ağırlığı yok. Sadece takımın antrenman programlarını yapan, belirli bir şablonla sahaya süren bir yetkili. Ama, oyuncuların performansının artmasında, olumlu yönde etkilenmesinde çok büyük katkısı yok. Sahadaki bazı oyuncuların kariyerleri bilgi ve becerisi Skibbe'den çok daha ileride. Yani sahadaki liderler, Skibbe'den daha önemli. Lincolnler, Kewellar bizim Ardamız isterse Galatasaray'da başarı geliyor.

* Güiza'nın gece hayatına düşkünlüğü yine basındaydı. Sizce eleştirilen performansında bunun etkisi var mıdır?
S.Y.: Ben futbolcu meslektaşlarımı hiçbir zaman özel hayatlarıyla yargılamam. Önemli olan sahada verdikleridir. Güiza, kazanılan bir maç gecesinde gezmiş. Ne yapacaktı ki? Maçtan bir gün önce yakalansa bu haberdir. Evli olmasına karşın yanında bir kadınla yakalarsın (ki bu beni hiç ilgilendirmez) hadi o da haberdir. E kardeşim bunların hiç biri yoksa bu neyin haberidir. Ne yapacaktı yani. Sizin paşa hatrınız için gencecik, sağlıklı insanlar sokağa mı çıkmayacaklar. Çok önemli bir maçtan 3 puanla çıkmışsın. Eğlenmek de sonuna kadar hakkın. Güiza gol kaçırıyor, tamam, ama sahada koşmuyor diyen biri varsa alnını karışlarım. Fenerbahçe taraftarı Beşiktaş maçında "formasını ıslatan herkes kalbimizdedir" anlamını taşıyan bir pankart açtı. Güiza bu formayı ıslatıyor. Onun için gerisini boşvereceksiniz.