G.Saray'ın MHK'ya tepkisini değerlendiren Yula, "Beşiktaş ve Trabzonspor G.Saray'ın lehine hakem hatası oldu mu nedense susuyor!" dedi. Tanman ve Özdilek de hakemlerin Sarı-Kırmızılılar'ı madur etmediğini savundu....
* Adnan Polat, Eskişehir yenilgisi sonrasında Fırat Aydınus ve MHK'ya yüklendi. Galatasaray'ın hakemler tarafından madur edildiğini düşünüyor musunuz?
S.Y.: İki haftadır elle gol atan Galatasaray'ın başkanının olaya değişik yönden bakmasını beklerdim. Hatırlarsanız çok yakın zamanda Fenerbahçe'nin elle attığı bir golden sonra, "El değmemiş temiz bir lig istiyoruz" pankartıyla sahaya çıkan Galatasaray'ın önümüzdeki hafta aynı pankartla sahaya çıkmasını bekliyoruz. Yeşil sahaları voleybol salonlarına çevirip goller bulanlar hakemler hakkında en son konuşacak kişilerdir. Benim şaşırdığım bir diğer nokta o dönem aynı pankartla sahaya çıkan Beşiktaş ve Trabzonspor'un neden suskun kaldığıdır. Fenerbahçe'ye gelince başka Galatasaray'a gelince başka düşününler, kurulan kutsal ittifakların ortaklarıdır.
C.T.: Bu açıklama Adnan Polat'ın bu yöndeki ikinci beyanatı. Türkiye'de yöneticiler bu tarz konuları gündeme getirince zaman zaman faydalarını görüyorlar. Başkan Adnan Polat, Antalya maçı sonrası Bülent Yıldırım'la alakalı demeçlerinin ardından Kocaeli'de bunun faydasını görmüştü. Ligde oynanan 8 maçta tabiki hakem hataları oldu ama Sarı-Kırmızılılar'ın bu nedenlerden dolayı mağduriyeti söz konusu değil. Ve Adnan Polat gibi diğer konularda çok dengeli söylemleri olan bir başkanın hakemler konusuna çok fazla girmemesini açıkçası tercih ederim.
M.Ö.: Galatasaray'ın mağdur edildiğini düşünmüyorum. Her kötü neticeden sonra yöneticilerin, hakemler üzerinde negatif düşüncelerini ifade etmelerini spor adına doğru bulmuyorum. MHK'nin ne Galatasaray'a ne de diğer kulüplere yanlı bir tutum içinde olacağını düşünmüyorum. Sarı-Kırmızılılar'ın yenilgisinin tek sebebi gösterdiği kötü performanstır.
* Herkes tam Galatasaray için olumlu şeyler düşünmeye başlamışken, farklı Eskişehir yenilgisi geldi. Sizce Sarı-Kırmızılılar'ın Trabzon ve Olympiakos maçındaki performansı tesadüf müydü?
C.T.: Kesinlikle tesadüf değildi. Trabzon ve Olympiakos maçlarında gerek defans gerekse de orta alanda eldeki malzemeye göre doğru bir uygulama yapılmıştı. Ama daha önemlisi Galatasaraylı oyuncular çok istekli ve hırslıydılar. Maçların ciddiyetinin farkındaydılar. Ama Eskişehir maçı için aynı şeyleri söyleyemiyorum. Trabzon ve Olympiakos maçlarındaki Baros, Kewell, Emre, Servet, Ayhan, Arda aynı oyuncular mıydı? G.Saray'ın kadrosu çok kaliteli. Ama takım olmazsan, başarıyı istemezsen kimse kimseye 3 puanı hediye etmiyor.
* Beşiktaş, Denizli yönetiminde ilk puan kaybını Sivas önünde yaşadı. Siyah-Beyazlılar'ın istikrarlı bir görüntüye kavuşması için Denizli'nin neleri değiştirmesi gerekiyor?
M.Ö.: Mustafa Denizli ile yaptığımız sohbetlerde de takımın oyun istikrarını yakalaması için bir kaç haftaya ihtiyacı olduğunu dile getirmişti. Ancak, sevindirici olan Beşiktaş'ın iki haftadır ofansif anlamda iyi futbol oynamaya çalışması ve kazanma adına mücadeleyi 90 dakika sürdürmesiydi. Ki Sivas maçında son vuruşlarda biraz dikkatli olabilselerdi maçı kazanmaları işten bile değildi. Mustafa Denizli'nin oyuncuları daha yakından tanıması ve oyuncuların da Mustafa Hoca'nın oyun felsefesini anlamaları Siyah-Beyazlılar'ı daha iyi futbol oynayan bir takım havasına sokacaktır.
* Fenerbahçe, 5 gollü bir yenilginin ardından 5 gollü galibiyet elde etti. 4 gün içinde Fenerbahçe'de neler değişti?
S.Y.: Aslında 4 gün içinde bir şey değişmedi. Değişim Kocaeli maçında başladı. Alex, Semih ve Guiza çok uzun zamandır ilk defa o maçta yan yana geldiler. Bir hafta içinde yapılan 3 maç ve atılan 10 gol söz konusu. Carlos, Edu ve Lugano'nun da işi ciddiye almaları Bursa forvetlerinin kaleye yaklaşamamasına neden oldu. Böylece de hafta arası yine bu sütunlarda belirttiğim üzere bizim gibi düşünenler için Bursa galibiyeti sonuçtu.
* Galatasaraylı futbolcular Eskişehir maçında adeta kart görme yarışına girdi. Bu agresifliği neye bağlıyorsunuz?
C.T.: Bu durumun iki nedeni olabilir. Birinci neden Galatasaraylı oyuncuların arka arkaya yapılan stresi çok yoğun maç trafiğinden dolayı fiziksel ve zihinsel olarak yorgun olmaları. Ayaklar istenileni yapamayınca çeneler açılır. İkinci neden ise bu gibi durumlarda oyuncuların çekineceği bir otorite olmaması ve yaptıkları hareketlerin aleyhyerine sonuçlanacağını düşünmemeleridir. Yani birilerinden korkmalarıdır. Michael Skibbe de kesinlikle korkulacak bir kişilik değil.
* Bu hafta zirve yarışındaki tüm takımlar adeta Fener'e çalıştı. Sarı-Lacivertli takımın, ilk devreyi nasıl bir sıralama içinde bitireceğini tahmin ediyorsunuz?
S.Y.: Fenerbahçe de geride kalan haftalarda o takımlara çalışmıştı. 3 puanlı ligde her şeyin olacağını savunan bir insanım. Onun için Fenerbahçe'yi yargılamadan önce sadece yapılması gerekenleri söyledik. Unutulmasın ki Galatasaray Fenerbahçe'yi 9 puan geriden, Fenerbahçe de Beşiktaş'ı 11 puan geriden yakalamıştı. Fenerbahçe yine büyük sakatlıklar yaşamazsa savunmadaki dikkatini oyuna vermeye devam eder, ofanstaki başarısını da sürdürürse - ki bunların olmaması için bir neden yok- herkes fikstürü önüne koyup bakarsa 3-4 hafta içinde bu takımın lider olacağını söylemek için kahin olmanın gerekmediğini göreceklerdir.
* Beşiktaş'ın en önemli gol silahı olan Bobo büyük bir düşüş içinde. Sizce Brezilyalı futbolcu, hala sezon başında gelen transfer tekliflerinin etkisinde mi?
M.Ö.: Özellikle bu sezon Bobo'nun performans olarak istikrarlı bir çizgi yakaladığını söyleyemeyiz. Bu sezon zaman zaman zaman zaman kulübede kalması moral ve motivasyonunu ister istemez düşürdü. Bobo'nun kalitesini tartışamayız. Brezilyalı oyuncunun yeniden geçen yılki performansını yakalayıp Siyah-Beyazlılar'a ofansif anlamda ilerleyen haftalarda katkı yapacağını düşünüyorum. Her oyuncu dönem dönem böyle sıkıntılar yaşayabilir. Mustafa Denizli'nin de Bobo'ya çok güvendiğini biliyorum. Dolayısıyla gelecek haftalarda tekrar eski kimliğine kavuşup goller atacağına kimsenin şüphesi olmasın...