Sevgi Aksoy, 14 Kasım 1961'de Akçakoca'da, üç erkek çocuklu öğretmen bir baba ile ev hanımı bir annenin ikiz kızlarından biri olarak dünyaya geldi. İkizlerden Yasemin 2 kilo 850 gram doğarken, 1 kilo 250 gramlık Sevgi yaşamak için oksijen çadırında mücadele verdi. Babasının tayiniyle 1968'de İstanbul'a taşındılar. Moda Kız Meslek Lisesi Konfeksiyon Bölümü'nü ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü'nü bitirdi. Vinnex Spor Kulübü'nde profesyonel olarak voleybol oynadı. Mezun olduğu Moda Kız Meslek Lisesi'nde bir süre voleybol hocalığı yaptı. 1983'te THY'nin sınavlarını kazanıp hostes oldu. Tam uçuşlara başlamıştı ki bacaklarında şiddetli ağrılar hissetti. Tetkikler sonucunda kemik kanseri olduğu ortaya çıktı. Üç ay yatalak kalan, sekiz ay koltuk değneği ile dolaşan Sevgi Aksoy, sonunda kanseri yendi. 1985'te evlendi. İki yıl sonra kızı doğdu. 1988'de bu kez sağ göğsündeki kitleye kanser teşhisi konuldu. Ama tedavi sonrası onu da yendi...

* Aikido sporuna nasıl merak sardınız?
Tecavüze uğradığım andan sonra karar verdim...

SOKAK ORTASINDA!
* Nasıl yani? Ne alakası var? Savunmak... İnsanın hele de kadınsanız kendinizi savunmak durumundasınız. Sokakta yürüyemez olduk. İnsanın insandan korktuğu bir kentte yaşıyoruz. Bu işyerimin mafya tarafından basılması da cabası...

* Sizi sokakta mı taciz ettiler? Evet, sokak ortasında. İşimden evime dönüyordum. Tam evimizin bulunduğu sokağa girdim ki; 5 genç beni çevirdi ve her tarafımı sıkıp okşamaya başladı. Dur durak bilmeksizin bütün uyarılarıma rağmen yapıyorlardı bunu. Birkaç dakika sürdü bu...

'HERKES SEYRETTİ'
* Kimse müdahale etmedi mi? Yardım etmedi mi?
Herkes korkudan evlerinden perdelerinin arkasından seyretti olayı.

* Aileniz?
O anda kızım, annem, babam avazları çıktığı kadar bağırdılar sokağa doğru. Ama yine de kimse dinlemedi.

* Ne yaptınız o andan sonra?
Evime zor attım kendimi. Mahvolmuştum. Ama dayandım, sabrettim ve yaralarımı sardım. Aikido öğrenmek isteği o zamanlara aittir. 1990'da oldu olay. Ben kendimi savunmam gerektiğini hissettim. Kimsesizsiniz. Kimse bunu yapanlardan hesap sormuyordu ve ben kendi kendimle baş başa kalmıştım. İşte o anlar önemli. Kararlar alıyor, yaşama daha başka bakmak istiyorsunuz.

19 AMELİYAT
* Bütün o olanlara rağmen mi?
İlk değil ki bu. Ben kemik kanseri tanısıyla ameliyat oldum. Dizim kırıldı, yanlış burun ameliyatı sonrası 5 kez bıçak altına yattım. Tam 19 ameliyat geçirdim.

* Mafya işyerinizi mi bastı?
Evet. Sevgi Aikido Okulu'nun bulunduğu yere geldiler ve benden haraç istediler. Veremeyeceğimi söyleyince beni tartaklamaya ve etrafa zarar vermeye başladılar. Hangi çeteye mensup olduklarını söyleyip bastılar burayı...

* Kimmiş bunlar?
Elebaşıları hapishanede şimdi. Burada öğrencilerim vardı. 125 öğrenci edinmiştim. 5 öğrenciye düştü. Ama onların sayesinde ayakta kaldık.

'AVUKATI SATIN ALDILAR'
* Polise gitmediniz mi?
Gittim... Baskını yapanları topladılar. Ama karakolda beni başka bir yerde tutarken Hasanpaşa Karakolu komiseri onlarla kahve içti. Bir zaman sonra beni arabalarıyla buraya bıraktılar. Mahvolmuştu dershanem. Burası dersane değil tabii sadece. Bizim yuvamız. Zamanında çok büyük emek ve para harcamıştım buraya.

* Mahkemeye gitseydiniz...
Bir öğrencim avukattı. Hemen aradım. Avukatım oldu. Mahkemeye başvurduk. Tam 9 ayrı mahkeme açtım. Bir iki mahkeme sonra o avukatı parayla satın aldılar.

'SAVCILARA GİTTİM'
* Öğrenciniz olan avukatı mı satın aldılar?
Evet. Nasıl üzüldüğümü anlatamam. Savcılara hakimlere gittim. Onlara anlattım meramımı. Benim ifadelerimi kayda almamışlar. Yeniden ifadeler verip imzalı kopyalarıyla mahkemeye başvurdum. Bazı mahkemeleri de kazandım.

* Kazandığınız mahkemeler nasıl oldu?
Bu memlekette cesur ve dürüst polisler de savcılar da hakimler de var. Onlar mücadelemde arkamda durdu.

* Sonra?
Bu süreç tabii ki iyi gitmedi. Bir hakim bana mafya avukatını önerdi. Bütün davaları çözüyor, kazanıyormuş. Gittik onu tuttuk. O 5 öğrencimin paraları sayesinde tuttum o avukatı.

ÖZGÜVEN...
* Bunlar olurken ne yapıyorsunuz? Tek başınasınız?
Allah'a güvendim. 'Allah' dedim 'doğrunun yardımcısıdır.' Ayrıca Aikido size bir dayanma gücü veriyor. Kendinize olan özgüveninizi artırıyor.

* Aikido'nun etkisi nedir bunda?
İçe dönmek, enerjinizi toplamak, zarar vermemeyi tasarlamak, iyilik yüklenmek ve her şeyin iyi duygularla hareket etmek gerektiğini öğreniyorsunuz. Eskiden bilmezdim; hayat kendisiyle kötü uğraşanlara kötü yanıtlar veriyor. 'İyilik yap denize at' demişler. Halik bilmezse balık bilirmiş.

KALP TEMİZLİĞİ ESASTIR
* Eee bu kadar iyi olmak ne kazandırdı size?
Büyük ve kalabalık bir insan topluluğu. Burada bunu gördük. Kalp temizliği esastır. Ben insan dövmek için değil kötü insanları terbiye etmek için yapıyorum Aikido'yu. Her ne kadar büyük yanlışlar görsem de...

* Ne tür yanlışlar bunlar?
Yanımda büyüttüğüm sokak çocuklarından biri hırsızlık yapıp beni maddi- manevi zarara uğrattı. Yine büyütüp evlendirdiğim çocuklar işyerimde beni ekarte etmeye çalıştı. Öğrencim olan avukat önce beni savunurken mafyanın parasına boyun eğdi. Şunu öğrendim gerçi; saf iyilik, aşk, arkadaşlık, dostluk mümkün değil... Siz kötülüğü savmak için iyi olacaksınız... Yoksa dünya büyük kötülüklerle dolu ama ben hayatı seviyorum. Dolu dolu yaşamak istiyorum. Buna da hiçbir kötülük engel olamayacak.

'TERBİYE ETMEK İSTİYORUM'
* Peki, siz şimdi Aikido sayesinde hayattaki bütün tacizlere karşı koyabilecek misiniz?
Evet. Babaannem çok hastaydı. Bir intern doktor yanında durduğum babaannemin odasından çıkmamı istedi. Kapıda durdum. Çok merak ediyordum çünkü, çok hastaydı babaannem. Sonra bağırdı bana sertçe. Koridora çıktım. Bu kez 'Seni burada görmeyeceğimi söylemedim mi?' diye boğazıma sarılarak beni merdivenlerden aşağı itmeye kalktı. Benim etim ne budum ne; 1.90'lık 100 kiloluk bir adam bu intern doktor. Kendisine bunu yapmamasını defaten söyledim. Devam etti. Bir vücut hareketiyle tuttuğum kolunu iki yerinden kırdım. Mahkemeye verdim ve internlük hakkı elinden alındı.

* Aman uzak duralım...
Bakın ben kavga etmek değil, terbiye etmek istiyorum. Ama nus ile uslanmayanı etmeli tekdir tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir... Şaka bir yana insanımızın birbirini anlama çabasından uzaklaştığını düşünüyorum. Onun için formülümüz bu birbirini anlama çabası işte.

* Kimler öğrenciniz oluyor?
Özellikle üst düzey yöneticiler... Çünkü onların daha entelektüel çözümlere, anlama çabasına ihtiyaçları var. Daha kafaları açık olmalılar. Ben üst düzey yöneticilere sunumlar yapmak için holdinglere de gidiyorum, burada beş yaşındaki çocukla da bir oluyorum. Bir felsefe çünkü Aikido.

İNSAN SEVGİYLE İNSANDIR
* Toplumsal sıkıntılarımızın başında da bu uyumsuzluk gelmiyor mu zaten?
Evet, kimse birbirini anlamaya çalışmıyor. Herkes birbirinin uzağında. Bakın buraya Ferhat Göçer de geldi. O da mütevazı olmak gerektiği üzerine konuşur. Çünkü derdimiz de muradımız da budur.

* Bilgi çağında bilge olmak biraz zor değil mi?
Eh amaç işte o zor olanı başarmak. Bunu herkes yapabilir. Kanser olabilirsiniz, başınıza mafya çökmüş olabilir, tecavüze uğramış olabilirsiniz ama mücadele hiç bitmemeli. İnsan sevgiyle insandır. Biz burada aile gibiyiz. Birlikte geziler düzenliyoruz, toplu kahvaltılar düzenliyoruz... Birbirimize açıyoruz kendimizi. Bunu herkes yapmalı...