Kadıköy sonbaharın ilk günlerinde farklı bir güzellik taşıyor üzerinde. İskeleden başlayıp Moda Burnu'nda son bulan bir güzellik..
Kadıköy; nam-ı diğer Kalkhedon. TaaM.Ö. 3000 yılına dayanan bir geçmişten söz ediyoruz. Bu bilgiyi 1950'lerde yapılan kazılardan öğreniyoruz. Kazı yapacak kadar eski bir tarihten yani. Oysa İstanbul'da "dişlerimizin arasındaki tek karanfil tohumunu / törenle takı müzesine kaldıralı çok oldu!" Moda Burnu'nda Kalkedon kentinde Fenikeliler'den kalma kandiller, vazo kırıkları, öküz heykeli, pişirilmiş balçıktan sakallı erkek başı, Kalkedonya Kitabesi'nin yazıldığı bronz levha bulunmuş. Fikirtepe'deki Karhadon, Moda Burunu'ndaki Kalkedon şehirleri, Fenikeliler'in Karadeniz kıyılarında kurdukları şehirlere hareket ermek için durma, gereksinimlerini tamamlama merkeziymiş. İyonya'dan (Anadolu'nun Ege Denizi kıyılarından) gelen ve Yunanistan'a inen Akaların bir kolu M.Ö 675 yıllarında Fikirtepe ve Moda'daki iki Fenike şehrini almış. Bugün Bahariye, Mühürdar, Moda semtlerinin bulunduğu yerlere yerleşip Kalkedon şehrini genişletmişler. Kısa süre içinde İzmit'e kadar olan bölgeyi el geçirmişler. Buralarda Kalkedon Devleti'ni kurmuşlar, Anadolu'nun içlerinden gelenleri bu topraklara yerleştirmişler. Başkent Kalkedon (Kadıköy) olmuş. Ülkenin adına da Kalkedonya deniyormuş. Kalkedonyalılar savaşçı ve uygarlıkta ileriymişler. Kalkedonyalılar bugünkü Haliç'in Unkapanı'yla Eyüp arasında oturan Traklarla, Fenike şehirleriyle, İzmit'teki Bitinyalılar'la, Bergama Devleti'yle ticaret yaparlarmış. Haydarpaşa Deresi'nin düzlüklerinde hipodromları, tapınakları vardı.MÖ V. yüzyılda Kral Periyut, "talen" adı verilen madeni paralar çıkarmış.
O TARİH SOKAKLARDA Sokaklarından geçerken tarihin üzerinize çöken ağırlığını hissediyorsunuz. Moda'da yürürken. Osmanağa Camii'nin hemen yanındaki dar sokaktan içeri girin yürüyün biraz Balıkçılar Çarşısı karşılıyor sizi; Yılların Balıkçılar Çarşısı. Teknelerin üzerinde ilk çağlardan kalma mücevherler gibi balıklar; palamut, hamsi ve istavrit... Birazdan lüferler çıkacak görücüye. Sokak aralarında Roni dolaşıyor. Kaz demeye bin şahit ister. He deseniz ve biraz daha böyle gezinse konuşacak gibi Roni. Balıkçılar Çarşısı'nın sevgilisi Roni. Objektifimize gülümsüyor sanki. Dalları yere deyen sarmaşıkların gölgesi düşüyor şimdi taşların üzerine. Kadıköy nerede başlayıp nerede bitiyor Kalkhedon neyi anlatıyor şimdi o topraklar üzerinde yaşayanlara; Moda neyi gösterir bize çağın ilk günlerinde? İşte Fazıl Hüsnü Sokağı işte Cemal Süreya. "Kadıköy'e çıktığımda hep ceketimin önünü bilikli tutarım. Bakarsınız şu sokaklardan birinden Fazılm Hüsnü Dağlarca çıkar karşıma!" Her sokak bir şairin, her cadde bir ressamın, her çıkmaz bir romancının nazını çeker Kadıköy'de
* * * - Asmalar değiyor yerlere. O sokaklardan geçen sevgililerin ellerine uzanıyor asmaların dallarını sarmalayan yapraklar. Gün başlıyor henüz. Güneş biraz utangaç. Yaprakların üzerinde ışıldıyor...
- Fazıl Hüsnü Dağlarca Sokağı... Tabelanın hemen yanıbaşında Fazıl Hüsnü Anıtı. Evinin olduğu caddenin başında yükseliyor bize bırakıp gittiği cümleleri gibi...
- İşte Moda'nın başladığı yerdeki Cemal Süreya Sokak tabelası. Bir şiire bir romana bir öyküye konuk oluyor o sokağa adımını atan. Çünkü sokaklar yaşadığınız kente dahil...
- Sonbahar biraz sert başladı. O gün kıyılarda sert esti rüzgar. Kıyıya bağlı bir tekne dalagalar arasında umarsız sallanıyor.
- Moda Burnu'nda çay bahçelerinin yakınında oyuncakçılar mekan tutmuşlar. Balıkçılar Çarşısı'nda teknede balıklar; mücevher gibi...
- Oyuncakçı dede yıllar öncesinin eğlencelerini anlatıyor sessizce. Elimizle yerde sürdoüğümüz tekerlekliler, rüzgar gülleri... Ey gidi eski Moda...
- Kentin Caz Hali afişlere camekanlarda, duvarlardakiler de caz halinin yüzüne yansımış. Kaldırımdaki caz afişlerini mekan tutmuş bir yakışıklının gülüşü...