Çocuğa tuvalet alışkanlığını 2 yaşından önce vermek oldukça sakıncalıdır. Aksi halde ruhsal bozukluk ve başarısızlık olabilir.
Doğumdan sonraki birinci yılda, bebeğin ilk cinsel uyarıları, yıkanma ve altının değiştirilmesi sırasında ortaya çıkar. Bebek bezinin genital bölgedeki baskı ve hareketi, bebeğin hoşlandığı haz verici duyumsamalardır. Bebek el ve kol hareketlerini daha iyi kontrol edebilecek kadar biraz daha büyüyünce, tesadüfen cinsel organlarına dokunabilir. Haz verici bir duygunun yeniden yaşamasını istemek çok doğal ve insana özgü olduğundan, bebek yeniden cinsel organlarına dokunmaya çalışır. Çocuk 1-3 yaşında iken, kas ve hareket gelişimi hızlanmıştır ve ayağa kalkıp yürüyen çocuk anne kucağından çevreye doğru uzanmaya, kendi başına hareket etmeye başlar. Bu dönemin en belirgin özelliği çocuğun istemli hareketleri yapabilme yeteneklerini kazanmasıdır. Bu dönemde çocukta işeme ve dışkılama işlevini gören kaslar olgunlaşmaya başlamıştır. Dolayısıyla bu kasların olgunlaşması, işeme ve dışkılamanın artık isteğe bağlı olarak yapılabileceği anlamına gelmektedir. Yani çocuk isterse tutar, isterse bırakabilir. Çocuk genellikle 20 aylık olduktan sonra tuvalet eğitimi için yeterli olgunluğa ulaşmaktadır. Buna rağmen bu olgunluğa bazı çocuklar 18, bazıları da 24 ayda ulaşabilir. Bu nedenle çocuğun bir yaş dolaylarında olduğu dönemde tuvalet eğitimine başlamak son derece sakıncalıdır. Tuvalet eğitimine başlamadan önce mesane kontrolü, bedensel olarak hazır olup olmadığının değerlendirilmesi önerilmektedir.
GERGİNLİKLER BAŞLAR Yürüyüp serbestçe hareket etmeye başlamadan, erkenden tuvalet eğitimine zorlanan, tuvaletini kendi düşündükleri yer ve zamanda yapmasına çabalayan erişkinlerle karşılaşan çocuk, hem anal içgüdülerine karşı güçsüz duruma gelmiş, hem de diğer insanlara yenilmiştir. Her iki durumda da çocuk gerginlik içindedir. Bu gerginlikten kurtulmak için bilinçdışı savunma mekanizmalarına sığınır. Ya bir önceki bebeklik dönemine geriler, yeniden bebekliğin bağımlı özelliklerini sürdürmeye başlar ya da kontrol çabalarına boyun eğer. Bu durumda ya titiz bir kişiliğin temelleri atılır, ya da baskılara karşı inatçı, hiçbir kontrol ve kural tanımayan, isyankar kişilik gelişir.