Sütçü Ramiz, Hatice'nin derdine düşmüştür. Hatice odasına kapanmıştır. Baytar Efendi'nin hastalanması Zarife ve Aleks'in birbirini görmesini engellemiştir. Fatma, Hasan'la yaptığı konuşmayı kimseye anlatmaz. Tek isteği kızını zengin kasaba vermektir.
İftar sonrası Hatice hariç bütün ev ahalisi birlikte oturmaktadır. Vahide babasına ve Mustafa'ya içecek ikram eder. Fatma ise ocak başında mısır patlatmaktadır.
Büyük kızının iftara da gelmemesine üzülen Ramiz, Vahide'ye ablasının nerede olduğunu sorar. Vahide, Hatice'nin odasında yattığını ve kendine pek iyi hissetmediğini söyler.
Yaşlı baytarın hastalandığını anlatmaya başlayan Ramiz, baytarın torunu Aleks'in Pürsıçan'a geldiğini anlatır. Baytar Efendi'ye torunu bakacaktır.
Hiçbir şeyden haberi olmayan Fatma, Aleks hakkında sorular sormaya başlar.
Annesinin Aleks'le bu kadar ilgilenmesi Zarife'yi huzursuz eder. Ancak baytarın gerçekten hastalandığını öğrenmiştir.
Ramiz, Aleks hakkında fazla bir şey bilmemektidir.
Annesinin ısrarlı sorularına Zarife yanıt verir. Aleks'in muallim olduğunu söyler.
Fatma, Zarife'nin bunları nereden bildiğini sorar. Arife, süt ineğiyle ilgili bir şeyler gevelerken içeri kızçeler girer. İki kız, babalarından masal anlatmasını ister.
Kızların ilgisini çekmek isteyen Ramiz, yedi düvelden sütçü olduklarını anlatmaya başlar. Bir zamanlar Ramiz'in dedesinin tam yüz tane ineği vardır.
Ailesini ballandıra ballandıra anlatan Ramiz'i izleyen Fatma, bıyık altından gülmektedir. Ancak bu hikaye bütün çocukların ilgisini çekmiş gibi görünür.
Emine ve Pembe babalarını merakla dinlemektedir.
O sırada Hasan kendi evinini bahçesinde zurnasını çalar.
Hatice ise tek başına uzaktan gelen zurna sesini dinlemektedir. Genç kız kendini üzgün ve umutsuz hisseder.
Ablasının yaşadığı hayal kırıklığından etkilenen Vahide, duygusal bir türkü tutturmuştur.
Vahide'nin sesinin de yüzü kadar güzel olduğunu fark eden Mustafa, onun yüzüne dalıp gider. Yeni bir aşk filizlenmektedir.