Ramazan sonrasında normal beslenmeye geçişi hafif olarak yapmalısınız. Yaklaşmakta olan Şeker Bayramı'nda tatlı ve yemekleri kontrollü yiyerek kilo alımını asgari seviyelere indirmelisiniz....
Ramazan ayında beslenme düzenindeki değişikliğin ardından bayramla birlikte, birbirinden lezzetli tatlılar ve ikramlarla adeta nefsimizin sınırları zorlanır. Kısa aralıklarla gerçekleştirilen bayram ziyaretlerinde ısrarla ikram edilen kafeinli içecekler, çikolata, çeşitli hamur tatlıları ve sarmaların tüketilmesinin ardından bağırsak problemleri yaşanır ve vücuttaki yağ oranı artar.
MİSAFİRE ISRAR ETMEYİN Türk toplumu olarak misafirperverlik anlayışımız gereği ikram ettiğimiz her şeyin kabul görmesi ve yenilmesini isteriz. Aksi durumda kırılır ve güceniriz. Misafirin sağlığı gereği yaptığı mantıklı ve gerçekçi itirazlarda dahi "Bir seferden bişey olmaz" sözleri ev sahibinin ağzından dökülüverir. Her ne kadar fazla miktarda tatlı tüketiminin sağlıklı olmadığını ve kilo aldıracağını bilsek de bu muhteşem lezzetlere karşı koyamaz kolayca kabulleniriz. Sonuç genellikle pişmanlık ve kilodaki artıştır. Madem ki toplumumuzda bu gerçeklerle yaşıyoruz, bu koşullarda misafirperver ev sahibini de gücendirmeden beslenmenize dikkat edip, zararı ve kilo alımını asgari seviyelere indirebilirsiniz...
AĞIR YEMEKLER YAPMAYIN Misafirliğe gittiğimiz gibi evimizde misafir de ağırlıyoruz. Evimizde misafirlerimizi ağırlarken sağlıklı beslenme kurallarını uygulamalıyız. Örneğin misafirlerimize sağlıklı alternatifleri ikramlarımızda sunmalı ve tabağa konulan her şeyi tüketmeleri konusunda ısrarcı olmamalıyız. Hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar ya da meyveli tatlılar hazırlamak, doğru bir yaklaşım olacaktır. Her konuda olduğu gibi önce kendimiz evimizde doğruları uygulamalıyız. Bayramın her günü yemek tüketimine dikkat edemeyebilirsiniz. Kontrolü kaçırdığınız günün sonrasında mutlaka bunu telafi edecek şekilde ertesi günü daha hafif yiyecekler tüketerek geçirmeye özen göstermelisiniz. Medicana International İstanbul Beslenme ve Diyet Uzmanı Serap Andaç Öztürk anlatıyor...