Dünyanın önde gelen yatırım bankaları ve hedge fon yöneticileri ile görüşmek üzere hafta başında Londra'ya geldik. Dünyanın finans merkezleri olarak kabul edilen New York ve Londra'da ciddi bir panik yaşanıyor. Iflas haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bir zamanlar milyonlarca dolarlık primler alan finansal piyasaların 'harika çocukları' şimdi işsiz kalmış durumdalar. Dünyanın en büyük 4'üncü yatırım bankası Lehman Kardeşler Pazartesi günü rahmetli oldu. Bank of America, dev yatırım bankası Merrill Lynch'i satın alarak son anda iflasın eşiğinden döndürdü. Dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG, Amerikan Merkez Bankası FED'in sağladığı 85 milyar dolarlık kredi sayesinde zorla ayakta kalabildi. "Sırada kim var?" kaygısı piyasaları alt üst etmeye devam ediyor ve bu kaygılar bir süre daha devam edecektir. Gözler diğer büyük yatırım bankaları Goldman Sachs ve Morgan Stanley'e çevrilmiş durumda. Bunların da önümüzdeki haftalarda rakipleriyle aynı kaderi paylaşmasından korkuluyor. Bankaların birbirine güveni kalmadı. Merkez bankalarının milyarlarca dolarlık likidite enjeksiyonlarına rağmen bankalararası piyasada faizler rekor düzeylere tırmandı. Risk alma iştahı bıçak gibi kesilirken, hedge fonlar da gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımlarını azaltmaya başladılar. Gelişmekte olan ülkeler arasında en ağır darbeyi Rusya aldı. Rus borsası geçen Cuma gününden bu yana yüzde 21, Ağustos başından beri yüzde 45'e yakın değer kaybetmiş durumda. Panik satışları engellemek amacıyla Rus borsası Cuma gününe kadar işlemlere kapatıldı. Gelişmekte olan ülkelerden çıkan fonların 'kaliteye kaçışı' sürüyor. Yatırımcılar, kriz zamanlarında 'güvenilir liman' işlevi gören ABD Hazine kağıtlarına ve altına yönelmiş durumda. Altın fiyatlarındaki sert yükselişlerin ve ABD Hazine faizlerindeki sert düşüşler nedeni de bu. Dış dünyada yaşanan kredi krizinden iç piyasalar da nasibini alıyor. Yabancı yatırımcıların hisse senetlerinden ve bonolardan çıkması borsada sert satışlara neden olurken, bono faizlerinin de yüzde 20'lere kadar yükselmesine yol açtı. Ancak burada önemli bir noktaya vurgu yapmakta yarar var. Bono ve hisseden çıkan fonların sadece çok az bir kısmı ülkeyi terk etti. Büyük çoğunluğu para piyasalarına park ederek YTL'nin sunduğu yüksek faizden nemalanmaya devam ediyor. Bir başka ifadeyle, ellerindeki YTL'leri satıp ciddi bir şekilde dövize yönelmiş değiller. Ancak, hisse ve bonoda kalarak vade riski almak ve risklerini artırmak da istemiyorlar. Dış dünyadaki fırtına dinene kadar da bu eğilimlerinin devam etmesi beklenmeli. Borsalarda sert satışlar yaşanırken, kurdaki yükselişin nispeten sınır kalmasının nedeni bu. Hem dış hem iç piyasalardaki satış eğiliminin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz. ABD'de yaşanan sıkıntılar şu ana kadar büyük yatırım bankaları ile sınırlı kalmış durumda. Büyük bir mevduat bankası sallanmadığı sürece kurun 1.33-134 seviyelerindeki kuvvetli direncini kırması zor görünüyor.