Ramazan ayında lezzetli iftar sofraları hazırlamak ve sağlıklı beslenmek için besin seçimi önem taşır. Ayrıca hazırlama ve pişirme yöntemlerine dikkat etmek gerekir.
Süt ve süt ürünleri Ramazan ayında öğün sayısının azalmasıyla Türk toplumunda normalde de tüketimi fazla olmayan süt ve süt ürünleri neredeyse hiç tüketilmez hale gelir. Bu ürünleri normal zamanlardaki kadar tüketmeli aynı zamanda yağ içeriğine de dikkat edilmelidir. Bu nedenle iftariyelik olarak sunulan peynirlerden az yağlı olanlar tercih edilmelidir. Ramazan'ın gülü güllaç ve sütlü tatlılar yemekten 2 saat sonra ve az miktarda yenilmelidir. Ramazan ayının sık rastlanan problemlerinden olan gaz, kabızlık ya da hazımsızlıkla ilgili sıkıntılarınız mevcutsa yemekten 1.5-2 saat sonra tüketeceğiniz probiyotikli yoğurtlar bu tür rahatsızlıklarınızın giderilmesinde yararlı olacaktır. Eğer seviyorsanız kefir; içindeki yararlı organizmalar sayesinde bağışıklık sisteminizi destekleyerek sağlıklı bir Ramazan geçirmenizi sağlayacaktır.
Ekmek ve tahıl grubu Ekmek ve tahıl grubu enerjimizi ve B grubu vitaminleri alacağımız başlıca besin grubudur. Bu gruptaki besin seçeneklerimiz (örneğin Ramazan pidesi) ve tükettiğimiz miktarlar kan şekerimize etki ederek yemek sonrasında kendimizi yorgun hissetmemize, uykulu bir halde olmamıza neden olabilir. Yemek sonrasında bu şikayetleri yaşamamak için ekmek, pilav ya da makarna tüketeceksek kepekli olanlarını tercih etmemiz gerekir. Pide yemekten hoşlanıyor ve bu lezzetten vazgeçmek istemiyorsanız sofrada pilav ya da makarna tüketmememiz de yarar var. Fazla miktarda yağda hazırlanan, kızartılan hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Sahurda süte ya da probiyotikli bir yoğurda karıştıracağımız yulaf, ertesi gün kendinizi daha fazla tok hissetmenizi sağlayacaktır ve çok sağlıklı bir seçim olacaktır.
Et ve et ürünleri Et ürünleri, protein, demir, B12 vitamini açısından zengindir ve beslenmemizde mutlaka yer almalıdır. Bu besin öğeleri bağışıklık sistemimizin gücünü koruyabilmesi ve fiziksel performansımızın devamlılığı için gereklidir. Ancak yapı itibariyle, sindirimi zor olan bu besin grubunda hazırlama ve pişirme yöntemlerinin önemi Ramazan ayında daha da artmaktadır. Zira kızartma, kavurma ya da çok yağlı bir ana yemek olarak hazırlandığında uzun süreli bir açlık sonrasında tüketilmesi nedeniyle bireylerde sindirim problemi yaratacak ve kilo alımına neden olacaktır. Fırın buğulama ya da haşlama yöntemleri en sağlıklılarıdır. Yine iftariyelik olarak soframızda bulunan pastırma veya sucuk fazla yağlı olduğu için tercih edilmemelidir ya da tercih edilecekse öğündeki et miktarının daha az tutulması gerektiği unutulmamalıdır.
Sebze meyve grubu Vitamin ve mineral deposu olan ve lif bakımından zengin bu gruptaki besinler, hazımsızlık, kabızlık ve enfeksiyon problemleriyle karşı karşıya kalmamamız için gereklidir. Muhakkak soframızda salata ve az yağ ile hazırlanmış zeytinyağlı bir sebze yemeği olmalıdır. İftarda hazımsızlık, gaz problemi yaşayanların zencefil, ananas tüketmeleri yararlı olabilir. Meyvenin önemi unutulmamalı ve ara öğün olarak yemekten 2 saat sonra 1-2 porsiyon yenmelidir.
Yağ grubu Tüm yağ çeşitleri ile fındık, badem ve cevizden oluşan bu grup yüksek kalori içeriği ve fazla miktarda tüketildiğinde yaratabileceği sindirim problemleri nedeniyle gözardı edilmemelidir. Yağların bir diğer özelliği de yağlı besinlerin mideyi daha geç terk etmesidir. Dolayısıyla bu grup içinde yer alan yağlı tohumlardan 5 adet fındık ya da 2 adet cevizin sahurda tüketilmesi kişinin kendini tok hissetmesine de yardımcı olacaktır.