İstanbul'daki ilk 90 dakikanın ne kadar boşa harcandığı ortaya çıktı. Aslında iş Ali Sami Yen'de 14 dakikada kalemizde 2 gol gördüğümüzde bitmişti. Rumenler bu avantajı boşa kullanmadı ve Galatasaray'ı Şampiyonlar Ligi dışına itti. Aslında istediğini İstanbul'da elde eden Steaua, sahasında kapandı, aklını kullandı, kontra ataklarla çıkıp sonuca vardı. Kağıt üstünde doğru kadro sahadaydı aslında... Nitekim Galatasaray oyuna hakim gibi göründü. Steaua da futbolu riske etmedi temkinli oynadı. İlk 45 dakikada kalemize çektikleri tek şut vardı. Buna karşılık Galatasaray, 4. dakikada Kewell'ın şutu direkten döndüğünde yürekleri hoplattırmıştı. Cimbom, daha sonra rakip kaleyi yokladı. Bu maçta da tempo eksikliği göze battı. Dediğimiz gibi iyi kapanan Rumenler Arda, Kewell ve Lincoln'ü sıkı takip edip adeta hapsettiler. Galatasaray ikinci yarıya da baskılı başlamıştı ama bu görüntü gole kadar sürdü. Bizim taç atmayı beklediğimiz bir pozisyonda defansın arkasına sarkan Nicolita umutları Kaf Dağı'nın arkasına attı. Golden sonra Skibbe tek liberoya döndü. Ümit Karan'ı oyuna sürdü. Ardından Lincoln-Şaş değişikliği geldi ama ne yazık ki bir türlü aradığımız gol gelmedi. Rumenler bu dakikalarda seyircileriyle coştu... Tur için sahaya iki top atma, yerde yatma gibi her türlü ucuz numaralara başladı. Kontrolü kaybeden Galatasaray, bu bölümde kontrataktan kalesinde de bir çok tehlike yaşadı. Bu arada fark açılabilirdi. Sonuçta olmamız gereken yerde ne yazık ki olmadık, hatalar yaptığımız için olamadık. Aslında safdışı bırakmamız gereken bir rakibe elendik. Bizi 180 dakikalık serüvenin en çok üzen yanı bu... Artık Galatasaray'ın Avrupalı genlerinin harekete geçme zamanı geldi ve geçiyor. Çünkü bu oluşum, bu yönetim, bu kadro bunu yapacak güçte ve anlayışta...