Tatilde yeterince dinlenemeyenler işe dönüşte, yoğun tempo nedeniyle strese girerler. Uzun tatil döneminden sonra da tekrar çalışma hayatına dönmek, bazı kişilerde uyumsuzluklara neden olabilir. Birçok kişinin tatilde, hayalini kurduğu farklı ve huzurlu yaşama istekleri akıllarına gelir.

UFAK KAÇAMAKLAR
Tatilini değişik aktivitelerle geçiren kişi, tatil dönüşü tekdüze, heyecansız yaşantısına tahammül edemez. Bu kişiler tatili "sahte cennet" olarak kabul ederler. Tatil dönüşü birçok kişiye büyük şehrin gürültüsü, trafiği, kargaşası daha tahammül edilmez hale gelir. İşte tatil dönüşü kişiler, bu olumsuz duygularını daha fazla dışa vurmaya başlarlar. Bu dışa vurumların olmaması için tatil dönüşü kişiler hafta sonlarını iyi değerlendirmeli, bir parça da olsa küçük tatiller olarak görmeli. Birçok kişide, özellikle "tatil dönüşü sendromu" olarak nitelendirilen kızgınlık, sinirlilik, yorgunluk, bezginlik ve sosyal etkinliklere karşı istek kaybının ortaya çıktığı görülüyor. Hayal gibi geçen tatilden sonra günlük yaşamda strese sebep olan faktörler aniden devreye girer. İlk iş günüyle başlayan gerginlik ise çabasıdır. Tatilden aktif ve dinamik bir şekilde geldiğinizi düşünen iş arkadaşlarınız üzerlerindeki işlerin büyük bir bölümünü size yıkarlar. Evde ise yine tek düze hayat başlar. Sabah kahvaltısı yapmak, yatakları toplamak, varsa çocuklarla ilgilenmek, bulaşıkları yıkamak, evi temizlemek,komşularınızın gürültüsünü çekmek gibi.

BİR ANDA BAŞLAR
Tatilden dönüp, aniden gerçek hayata böyle giriş yapılması durumunda depresyonun başladığı çoğu zaman tespit edilmiştir. Bu nedenledir ki,tatil bu tür kişiler için tam bir kaçıştır. Tatilde değişik aktiviteler geçiren kişi, tatil dönüşü tekdüze, heyecansız yaşantısına tahammül edemez. Tatil beklentisi çok yüksek olan kişilerde de, tatil süresinde umduklarını bulamadıkları zaman yoğun bir depresyona girebilirler. Tatil sendromunun bir anda ortaya çıkmayabilir, tatilden haftalar sonra da başlayabilir. Bu rahatsızlığa yakalanmamak için, kişi düşünce olarak kendini her zaman hazır hale getirmelidir. Çalışma sisteminin, yaşamın ana kaynağı olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır.