Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Cumhurbaşkanını ziyaretinde güncele ait görüşleri sorulduğunda "Büyüklerimden öyle duydum ben kasaptaki ete soğan doğramam günü gelir konu olursa o zaman bakarız" demiş. Basketbol eleştirmeni olarak ise benim işim bu günkü tablolara bakarak yakın geleceğin olasılıklarını değerlendirmek. Kasaptaki et kalitesine bakıp bundan yahni olur mu olmaz mı bakarım ben. Geçmişin ışığında bu günkü üçbüyükler; Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın transfer yaklaşımlarına bakıp henüz tık yok, ne yapmak istiyorlar diye sormuştum son yazımda. Her boş geçen günden anlaşılıyor ki basketbolda küçülüyor, kabuklarına çekiliyorlar. Yani "ucuz etin yahnisi yavan" olacak bu bugünden çok net belli.
Cimbom'a bakalım mesela Ahmet Kurt'un değimiyle yönetimde ki "Şar-Dede" ekibi hedefi küçültmekle meşguller. Tekneleri yakıp tersaneleri yıkarak başladılar avuçlamaya. Yol yordam bilmez çavuş ikilisi dakka bir gol iki gol yedi. Telekom'la birleşeceğiz muhabbetiyle ÜLKER'i, Erman Kunter'i getiriyoruz diyerek cefakar koçları Murat Özyer'i küstürdüler.
ULEB ve FIBA Avrupa'nın ikinci kupalarını tek çatı altında birleştirdiler. Bu, kazın ayağı pahalı artık, "hop diye" geçen yıl Kartal'la beraber yaptığınız gibi çeyrek finale gelemezsiniz demek. Tabii ki yeni EUROCUP statüsüne göre vaziyet almak vizyonunu yeni basketbol meraklısı ikiliden bekleyemezsiniz ama olan Galatasaray basketbol ananesine oluyor. Pabuç çok pahalı, Cimbom elemeler oynayarak kupaya katılmaya hak kazanacak. Peki, ne yapıyor Galatasaray? Andrija Zizic alındı deniliyor ama tek başına yetmez, zizil kalır pota altı. Panathinaikos'tan 2.00 metrelik ABD'li forvet Kennedy Winston... Alındımı gerçekten. Ersan Atsür'de kiralanacak dedikoduları dolaşıyor. Doğrumu bütün bunlar ve de keser mi? Akşam yastığa başınızı koyduğunuz da Galatasaray için güzel şeyler yapıyoruz diyerek rahat uyuyabiliyor musunuz? Kıytırık bir takımla sezona girip sonra "seyircimizi sahalarda görmek istiyoruz" diye ağlamayacak başınız önünüzde Aziz Yıldırım'dan fırça yemeyeceksiniz değil mi?