Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 05 Temmuz 2008  

Aile kurumu sona erdiğinde...

Toplumun temel birimlerinden olan aile kurumunun yıpranması doğaldır. Önemli olan çiftlerin birbirini yıpratmamasıdır.



Evlilik, bir ailenin oluşturulması ve bireylerin sağlıklı büyütülüp yetiştirilmesi için başvurulan temel toplumsal kurumlaşmanın adıdır. Toplum hayatını etkileyen ailenin ve evliliğin yapısal sorunları ile toplumun yapısal sorunlarının iç içe geçişinde bazı konuların doğru bilinmesi gerekiyor. Buradaki temel teorik bakışın ruhsal alanda psikoloji, toplumsal alanda sosyoloji ve etik idealist manada felsefi olması gerektiğini söyleyebiliriz. Ancak bu geniş perspektifle yazılacak ve açıklanacak konu başlığı konunun sınırlarını zorlayacağından, boşanma olgusunun nasıl bir ihtiyaç zorunluluğu olduğunu tanımlayarak konuya girebiliriz. Boşanmanın eşiğine gelmiş karı-koca anlaşmazlıkları, bir aile tedavisinden yararlanarak daha az zararlı hale getirilebilir. Böyle hallerde eşlerin ortak sorunu, birbirleri ile evlilik bağını sürdürmelerinin anlamsız olduğunu her ikisinin de görmesine karşın, kendi takıntıları yüzünden birbirleri ile iç içe geçmiş halde, bir çeşit hastalık gibi ayrılmaya cesaret edememeleridir.

ÖFKEYİ EŞE YÖNELTMEK
Çiftlerden her birinde bir hastalık olgusyla diğerinin çelişkili yaşamına bir kenetlenme ve ortak yaşam içinde yardım görmediklerinde, birbirlerinden kopup kurtulma yerine birbirlerini karşılıklı olarak yıpratıp karşılıklı savaş ve şantajlara başvurma eğilimi vardır. Eğer bir kimse, kendi iç çatışmasından doğan baskıyı nevrotik bir şekilde sahneleyip harekete geçtiğinde nevrozunu giderebiliyorsa, karşılığında bir şeyler almadan takıntı, korku ve kaygısal olgulardan kendini kurtaramaz. Örneğin kaygısal anlamda bir annenin endişe nevrozlu olduğunu kabul edelim: Anne kendi gizli korkularından kurtulabilmesi için, daha iyi bir yol gösterilmedikçe, çocuğa nefes aldırmadığı gibi onu bir araç olarak kullanmayı gerekli görecektir. Bu türden bir davranış izahı bilinçaltına itilen çözümsüzlükler yaratır. Bu da sonuç olarak takıntılı ve üstü örtülü konuların dokunulmasının kişi için bir tehdit olarak algılanmasına neden olur.


HAZIRLAYAN: Psikolog Şükrü Alkan

DİĞER SAKLAMBAÇ HABERLERİ
Nargilenin son nefesiFabrikanın güzel kızı
Ölüm korkusu mu?Kavurucu sıcaklar...
Kavurucu sıcaklar...Eda iddiayı yalanladı
40 yılı geride bıraktı...Parkorman'a yıldız yağıyor
Yeni süper kahramanİşte 'en tatlı' acı
5 yıldızlı beach keyfi...Sadece deniz yetmez
Yeni nesil hediyelerSertleşme sorunu çözümsüz...
RİA varken gebe kalınır mı?Günün mönüsü
GÜNCEL
Cezaevinde Cezaevinde şenlik
Adalet Bakanlığı ve Takvim gazetesi işbirliği yaptı. 'Güneşe Hasret...
Sosyetede kokain şoku
Kanlı sevda
İzmir'e arsenik ikazı!
Formula arazisinde rant kapma...
'Tuncel raporu'na imha
Kontrollü ilaçlama
SPOR
Ölümüne Ölümüne Cimbomlu!
2000'de iki taraftarının İstanbul'da öldürülmesinden dolayı...
Beşiktaş'ta deprem
Tüm kupalara talibiz
Soresen tamam
Rekabetten korkmam
Aurelio'da sorun yok
Güiza da geliyor!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Parçalı Bulutlu 31°C 22°C 
ANKARA Az Bulutlu 33°C 16°C 
İZMİR Açık 35°C 24°C 
ANTALYA Parçalı Bulutlu 31°C 23°C 
ADANA Parçalı Bulutlu 35°C 22°C 
EKONOMİ
IMKB E: 34.248,620 D:% 0,97
DOLAR S: 1,233 D:% -0,72
EURO S: 1,934 D:% -0,92
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
MAGAZİN
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
   
Turkuvaz Medya Grubu Copyright © 2003, 2008 - Tüm hakları saklıdır.
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş.
Turkuvaz Medya Dijital
Hepoku Sabahtan Al Haberi