Genel olarak bir toplumsal oluşumu anlamak için önce onu oluşturan temel ortak duygulara, ortak dile, gelenek ve göreneklerdeki davranışlara ve ritüllere bakarız. Her toplumun bir üst sistemi vardır ve toplum içinde yaşayan alt sistemleri anlayabilmenin en temel yolu o alt sistemin rol ve fonksiyonlarına bakmaktır. Alt sistemin kendisi ailedir ve bu sistemi oluşturan fonksiyonlar, bireylerin ailedeki davranışlarına bakıldığında daha rahat anlaşılacaktır. Ancak değişen koşullar ve anlayış farklılıkları ailedeki bireylerin davranışlarını da değiştirir. Zor olan bu değişimler karşısında bireylerin hazırlıksız olması ve çoğu kez aile bütünlüğünün sarsılabileceğinin yarattığı travmatik durumlardır.

2 KİŞİLİK OTOKONTROL
Gerçekten de geniş ailenin özellikleri ile çekirdek ailenin varyasyonları birbirinden çok farklıdır. Dahası geniş ailede otokontrol sistemi hakimken, çekirdek ailede kontrol mekanizması 2 kişi tarafından yani anne ve baba tarafından paylaşılır. Ayrıca farklı ekonomik yapıların rollerinin farklı olması da çok doğal bir olgudur. Aile sisteminde anlaşılması zor olan, rol edinen veya kendisine atfedilen rolün tam olarak yerine getirilmesinde yaşanan sıkıntılardır. Her rolün bir işlevi vardır. İşlevi yerine getirilmeyen rol bir başka birey veya kişi tarafından yetersiz algılanacaktır. Bu da bazı beklentilerin yerine getirilmesini zora sokabileceği gibi, ailede güven duygularını zedeleyecektir. Hatta sevgi, şevkat ve ilgi gibi evrensel duyguların yeterince gösterilememesi, rol ve onun uzantısı olan pozisyonlarının anlaşılmasını da zora sokacaktır. Aşırı ve bağımlılık duygusu ile gösterilen sevgi gerçek sevgiyi hiçbir şekilde beraberinde getirmeyecektir. Hastalık düzeyinde gelişen bu tür bir sevgi bireylerin gelişimini olumsuz etkiler. Korku - panik havasında geçen aile içi bağımlılık ilişkileri bozulmaya başlar. Bireylerin anlaşılması ve ihtiyaçlarının giderilmesi imkansız hale gelir.