Senaryo: Ali Can Yaraş, Özge Efendioğlu, Evren Şit Yönetmen: Serdar Akar Oyuncular: Erdal Özyağcılar, Şebnem Sönmez, Hande Subaşı, Gülçin Santırcıoğlu, Filiz Ahmet, Ertan Saban, Tuna Orhan
Bedia Hanım'dan Kasap Cabbar Efendi'nin kızı Hatice'ye talip olduğunu öğrenen Fatma, sonunda kocasına açılmıştır. Ancak Ramiz'e konuyu kendisi açamadığı için Cabbar Efendi'nin dükkanına uğramasını istemiştir. Bu arada Mustafa yaralıdır.
Fatma, Ramiz'i ikna etmiş olmanın rahatlığıyla uykuya dalmıştır. Ancak kocasının uyumadığını fark edememiştir.
Karısının huyunu bilen Ramiz, onun derin bir uykuya dalmasını bekler. Fatma'nın uyuduğunu anlayınca yataktan usulca kalkar.
Pencerenin hemen dışında bekleyen tavuğunu alır ve yatağa döner. Ramiz, tavuğuna sarılarak tatlı bir uykuya dalar.
Arkadaşının kapısını şifreli bir şekilde çalan Mustafa, belirledikleri yerde onunla buluşur.
Kendisi gibi ittihatçı olan Muzaffer'e yaşadıklarını anlatır. Muzaffer ölen arkadaşları için üzülür. Ancak onu asıl ilgilendiren padişahı devirme planlarının alt üst olmasıdır.
Evimin önünde askerler pusu kurmuş. Üstü başı kan içinde kalan Mustafa, gömleğini çıkarır. Bu arada arkadaşına evinin önünde padişahın askerlerinin beklediğini anlatır. Artık İstanbul'da güvende olması mümkün değildir.
İki arkadaş birlikte bir çözüm yolu arar. Muzaffer'in aklına bir anda okul arkadaşı Dilaver gelir.
Mustafa'ya İstanbul'dan ayrılması gerektiğini söyler. Ona Pürsıçan'a kaymakam olarak atanan Dilaver'den bahseder.
Gitmek zorundasın. Annen ve kardeşin bana emanet. Mustafa bir türlü annesi ve kızkardeşini yalnız bırakmayı kabullenemez.
Arkadaşına tam anlamıyla güvenen Mustafa, ikna olur. Ancak küçük bir problem daha vardır.
Beni nasıl tanıyacak? Bu yüzüğü görünce sana güvenir. Kaymakam Dilaver'in kendisine yardım etmemesinden korkan Mustafa'yı Muzaffer rahatlatır. Mustafa bir eşi Dilaver'de olan yüzüğü, kaymakama gösterecektir.
Çünkü bu yüzükten sadece iki tane vardır.
İki genç ittihatçı günün birinde yeniden görüşeceklerini umut ederek birbirlerine sarılır ve vedalaşır.
Hadi, ben gidiyorum. Meryem'in eşinden kalan bilezikleri almayı kabul eden Hasan, sabah erkenden kasabaya inmeye hazırdır.
Ağabeyinin sevdalısına kavuşacağını düşünen Meryem, Hatice'yi çağırması için oğlunu gönderir.
Yetti artık Ramiz O sırada Sütçü Ramiz'in evinde fırtınalar kopmaktadır. Fatma sabah uyandığında tavuğu görmüştür.