Bebek beklediğini öğrenen her kadın tam bir duygu karmaşasının içinde bulur kendisini. Annenin pozitif düşüncesi ise bebeğin sağlığı açısından önemlidir.
Anne adayları vücutlarındaki hormonal değişimler nedeniyle daha duygusal bir döneme girerler. Bedenlerindeki, uyku ve iştah düzenlerindeki farklılıklar adaylar için zorlayıcıdır. Eğer hazırlık dönemi tamamlanmış ve anne hamilelik dönemine dair uygun beklentiler geliştirmişse daha kolay bir dönem geçirilebilir.
ANNENİN TAVRI ÖNEMLİ Planlanmamış gebeliklerde ise alışma sürecindeki bocalama hamilelik sıkıntılarının etkisini daha da artırabilir. Bu yaşantıların bireyler tarafından nasıl yorumlandığı da etkilidir. Kendisini bir başka muhtaç varlığın sorumluluğunu almaya hazırlamış kadına gebelik sıkıntıları doğal gelebilir ve bunlar "tatlı bir heyecanın parçası" dır. Oysa aynı sıkıntılar, planlanmamış bir gebelikte, 5 haftadır bir bebeğe ev sahipliği yaptığını yeni öğrenen anne adayı tarafından "çekilmez, zor ve hiç bitmeyecekmiş gibi" gelir. Bu farklılığın anne adayının durumu nasıl algıladığından, nasıl kabul ettiğinden etkilendiği görülür. Anne-çocuk arasındaki ilk bağ çocuğun anne-rahmine düşmesi ile birlikte başlar. Anne bebeğini taşıdığının bilincindedir ve bebeğine dair duyguları oluşmaya başlar. Bu duygular ne denli pozitif olursa, yani bebek ne denli istenen ve beklenen bir bebekse bebeğin gelişimi ve gebelik süreci o denli pozitif olur. Özellikle annenin ilk gebeliği ise yaşanan duyguların tarifi neredeyse imkansızlaşır. Ağırlıklı olarak bu duyguları ifade eden kelime karmaşadır. Anne bir yandan seviniyor, diğer yandan heyecanlanıyor ve korkuyor olabilir. Anne bazen gelecek kaygısı taşır, bazen de fiziksel görünümü için endişelenebilir. Bütün bu duygular ise doğaldır. Yeni üye annenin bedeninde olduğu kadar ruhunda da değişikliklere neden olacaktır.