Evlilik, genelde heyecan verici yeni bir başlangıç olarak kabul edilir. Ancak eş ev yerine daha çok işyerinde vakit harcıyorsa, bunun ardında başka şeyler aranmalıdır.
Evlilik ilk zamanlarda kişinin en fazla enerjisini ve vaktini alan yaşantısıdır. Ancak evlilik hayatının getirdiği yeniliklere uyum gösterilmesinin, kimliğe alışılmasının ve ilişkinin rutine binmesinin ardından bireylerde öncelikli ilginin hayatın başka alanlarına kayması normaldir. Bu doğal sürecin yanında, enerji ve zamanın, problem yaşanan yaşam alanlarındansa başarılı olunan noktalara kaydırılması da sıklıkla görülür. Çatışmalı bir evlilik ortamında, sorunların çözümü "zahmet" gerektiriyorsa kişinin ilgisinin daha az sorun yaşadığı işine kayması mümkündür. Ayrıca iş hayatına ayrılan zaman ve enerji toplum tarafından hoşgörüyle karşılanabilir ve evden uzakta olmak için makul bir gerekçe olarak kabul edilebilir. Eğer işe yoğunlaşma durumu, işin doğasından ziyade evlilik sorunlarından kaçma amaçlıysa, aslında sorun bir kısırdöngüye dönmek üzeredir. Çünkü kaçmak hiçbir zaman çözümü getirmez, yeni tükenmeleri doğurur. Eğer evlilikte yaşanan bir sorun yoksa ve işin doğası fazla enerji gerektiriyorsa evlilik yine tehlikeye girmiş olabilir. Çünkü ilk zamanlar hoş karşılasa da eşiyle daha fazla keyifli vakit geçirmek isteyen birey bir süre sonra bu talebini dile getirmeye başlayacak, beklentisinin karşılanması için eşini zorlayabilecektir.
KISA AMA KALİTELİ... Aslında evlilik hayatının iş hayatı tarafından tehdit edilmesinin arkasında yalnızca bireylerin tutumları rol oynar. İşi ne denli yoğun olursa olsun eşinin taleplerini dinleyen bir eş, daha az sorun yaşar. Geçirilen zaman kısa olsa da beklentiye uygun ve kaliteliyse, karşılıklı tatmin yaşanacağından evlilik riske atılmaz. Hafta sonu, nadiren konuşarak ve evde oturarak geçirilen 2 gün yerine keyifli paylaşımlarla geçen yarım günlük bir zaman dilimi, evlilik ilişkisinde kaliteyi getirir. Evli bireylerin önceliklerini işten yana kullanmalarının ardındaki nedeni anlamalarından sonra, mevcut durumun muhtemel sonuçlarını değerlendirmeleri ve gerekiyorsa değişiklik yapmaları, ancak her koşulda kendileri ve eşleri için "yapıcı" olan çözümü bulmaları, sağlıklı ve olması gerekendir.