Birkaç hafta önce ültimatom yayınlayıp siyasete karışan Anayasa Mahkemesi, hakkındaki eleştiriler için savcılara 'Dava açın' dedi....
GÜL'ÜN SÖZLERİNDEN HEMEN SONRA... Türban, AK Parti ve DTP kapatma davaları derken, birkaç hafta önce yaptığı açıklamayla siyasete direkt karışan Anayasa Mahkemesi, dün ilginç bir çıkış daha yaptı. Bu çıkışın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Çalkantının başladığı tarih, AK Parti hakkında kapatma davasının açıldığı 14 Mart'tır" açıklamasının akabinde gelmesi, dikkatleri çekti.
'ÇÖZÜMÜ BİZE BIRAKMAYIN' MESAJI Savcıları eleştiriler için 'dava açmaya' çağıran Anayasa Mahkemesi'nin açıklamasında, "Üyelerin hedef gösterilmesi, dava sonuçları hakkında senaryolar üreterek mahkemeyi etki altına alma girişimleri eleştiri değildir" denildi. 'Siyasetin alanına girmekle' eleştirilen mahkeme, siyasi aktörlere de "Çözümü bize bırakmayın" mesajı verdi.
***
Yargı 'dava' istedi
Hakkındaki eleştiriler için savcıları göreve çağıran Yüksek Mahkeme dikkat çeken bir de çıkış yaptı: Siyasetin çözümünü bize bırakmayın.
Türban, AKP ve DTP davalarının ardından, Başkanvekili Osman Paksüt'ün Org. İlker Başbuğ ile yaptığı görüşmeyle de tartışmaların odağı olan Anayasa Mahkemesi'nden, tüm bu konuları içeren yazılı bir açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Çalkantının başlangıcı AKP davasının açıldığı tarih olan 14 Mart'tır" sözlerinin hemen ardından yapılan açıklamada, şöyle denildi:
'PERVASIZ, AHLAKİ DEĞERİ YOK...' "Üyelerin hedef gösterilmesi, dava sonuçları hakkında senaryolar üreterek, mahkemeyi etki altına alma girişimleri, eleştiri değildir. Kararlara karşı, insani ve ahlaki hiçbir değer tanımadan pervasızca yapılan açıklamalar kınanmaktadır. Görülen davalar hakkında yapılan ve söylenenlerin TCK kapsamında suç olduğu açık ve belli iken, yetkili ve sorumluların hareketsiz kalması düşündürücüdür." "Siyasetin alanına girmekle" eleştirilen mahkemenin "Çözümü bize bırakmayın" çıkışı da dikkat çekti: Toplumu ilgilendiren önemli siyasal sorunlarda yetkili organlarca demokratik ortamda çözüm aranması parlamenter sürece daha uygunken, yargı organlarınca çözüme zorunlu bırakılması çağdaş dünyada hiç arzu edilmeyen bir tercihtir.