Saygı, sevgi ve hoşgörünün hakim olduğu ailelerde bebek sahibi olmak bağları güçlendiriyor. Çocuklar rutinleşmeye yüz tutan ilişkilere 'kan' getirebiliyor.
Sağlıklı bir ilişkide, her kişi kendi sorumluluk ve sınırlarının farkındadır. Kendisiyle büyük ölçüde barışıktır ve yalnız kalmaktan korkmaz. Böyle özelliklere sahip 2 insan eksikliliklerini tamamlamaktan çok, birbirlerini sevdikleri için bir araya gelir. Bu ilişkide sadakat, hoşgörü, sevgi, saygı, sorumluluk ve dürüstlük hakimdir. Böyle bir ilişkide bir bebeğin dünyaya gelmesi, beraberliği pekiştirir ve sevgi bağlarını güçlendirir.
Alıştıktan sonra... Çocuk sahibi olmak, hem toplumun beklentileri hem de kişilerin geleceğe miras bırakmak isteği açısından önemlidir. Evliliğin ilk zamanları, çift olma düzenine alışmakla geçer. 2 kişinin ve bir evin sorumluluğunu üstlenmek, başka bir ailenin parçası olmaya çalışmak, bireylerin tüm zaman ve enerjilerini alır. Burada bireyler kendilerine yeni olan hedefleri başarmayı maceralı ve keyifli bulur, zorlansalar da umutlarını yitirmezler. Eğer evliliğe ve eşlerine dair yüksek beklentileri yoksa, büyük hayal kırıklıkları yaşamazlar. Evliliğin başındaki alışma süreci tamamlandıktan sonra, bir "kendine dönme dönemi" yaşanır. Bu dönemde kişi yaşamlarını, başarılarını ve başarısızlıklarını, yapmak istediklerini sorgular. Burada kendisini gerçekleştirme, dünyaya iz bırakma, ölümden sonra hatırlanma gibi bireysel amaçlar doğrultusunda, toplumun ve evliliğin beklentilerine de uyarak, çocuk sahibi olma kararı "uygun" olarak kabul edilir. Çocuk, rutinleşmeye başlayan ilişki için "yeni kan"dır. Bebeğin doğumuyla beraber kadın ve erkekte değişim başlar. Artık evli olmanın getirdiği "çift olma"nın yanında, muhtaç bir varlığı hayatta tutma sorumluluğu da paylaşılmalıdır. Anne bebeğin bakımından, baba ise bebek ve eşinin bakımından sorumludur. İlişkinin yörüngesi, 2 kişilik merkezden 3 kişilik merkeze doğru kayabilir.
Çiftler değişebilir Bebek odaklı yaşam, her ilişki için her zaman bu şekilde yaşanmaz. Bazı ilişkilerde bebek hem kadın hem de erkek için tek kişilik merkezdeyken, bazen kadın ve erkeğin merkezi ortaklaşmaktan uzaklaşır. Erkek eşi ve ilişkisini merkezde korurken, kadının bebeği merkeze alması, erkeği ise kendinden uzaklaştırması hiç de seyrek görülen durumlar değildir. İstisna olmakla birlikte, erkeğin merkeze bebeği alması durumlarıyla da karşılaşılabilir.