Hani Beşiktaş, Çaykur Rize maçına asılmayacaktı. Hani Beşiktaş için bu sezon çoktan bitmişti. Hafta başından beri özellikle Bursa cephesi bir kuru gürültü koparmış ve demediğini bırakmayarak 105 yıllık camaiaya çamur atmıştı. Beşiktaş, Rize'de 1-0 yenik duruma düştükten sonra, "Bak gördünüz mü Beşiktaş maçı vermiş" diyen zihniyetler şimdi ne söyleyecek çok merak ediyorum. Siyah-Beyazlı takım özellikle 2. yarıda Kartallar gibi saldırdı ve Ç.Rize'yi sahasına hapsetti. Savunma bir, iki ufak hata dışında kusursuz oynadı. Son maçların flaş ismi Aydın'ı kimse eleştirmesin. Zaman zaman inişli çıkışlı grafikler çizecektir. Rize önünde tutuktu ama o Beşiktaş'ın gelecek 10 yılına damga vuracak bir yıldız. İlk golü atan İbrahim Kaş'ın Getafe'yle anlaşması beni kahretti. Umarım yönetim ne yapıp eder bu delikanlıyı takımda tutmayı başarır. Serdar Özkan, Ç.Rize önünde çok çalıştı ve rakip defansı iyi hırpaladı. 2. yarıda oyuna giren Delgado'yu bu sezon hiç bu kadar hırslı görmedim. Attığı goldeki vuruş onun klasına yakışacak cinstendi. Nobre ise yine görevini yaptı. Rize'de Holosko beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle deplasman maçlarında boş alan bulan Slovak golcü çaya batırılmış bisküvi gibi yumuşaktı. Oysa gol krallığı yarışında olmak onu kamçılamalıydı. Bu konulara bugün Kanal A'da saat 20.30 ve yarın da Radiosport'ta 9-10 arası çıkacağım programda değineceğim. Dün aslında kazanan Beşiktaş değil, futbolun namusuydu. Keşke herkes her maça bu şekilde asılsa ve terinin son damlasına kadar akıtsa. Beşiktaş için Ç.Rizespor maçı gerçekten çok zor bir karşılaşmaydı. Çünkü karşılarında ligde kalmak için didinen bir takım vardı. Ancak futbolda duygusallığa yer yok. Çaykur Rize dünkü yenilgiyle büyük olasılıkla düşecek ama Beşiktaş her takıma karşı aynı mücadeleyi göstermek zorundaydı.