Uzun bir futbol sezonunun daha sonuna ermek üzereyiz. Her sezon olduğu gibi pek çok şey yazıldı, çizildi. Herkes kendi tuttuğu takımı daha lig bitmeden şampiyon ilan etti. Hatta kimileri daha lig başlamadan şampiyonluk türküsü tutturdular.
Görünüşte bu son viraja üç takım birlikte giriyor. Bu yarışın daimi ortaklarından Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yanında sezonun sürpriz takımı Sivasspor da şampiyonluk koşusunu şenlendiriyor. Kısıtlı imkanlarıyla şampiyonluk yarışına ortak olan Sivas bence futbolumuz adına alkışı hakediyor.
F.Bahçe şampiyonluk yarışında geçtiğimiz maçtaki puan kaybına rağmen oldukça avantajlı konumda bulunuyor. G.Saray ile olan rekabette karşısında her zaman daha şanslı olan hep F.Bahçe olmuştur. Taraftar açısından işin şansa bırakılır bir yanı yok.


Türk futbolunun lokomotifi olan F.Bahçe'yi yürüten güç arkasındaki taraftar desteğidir. Naklen yayın gelirleri, basındaki yeri, kombine biletlerin satış gelirleri ve son yıllarda öne çıkan Fenerium mağazalarındaki satışlarla kulübün maddi yükünü taraftar çekmektedir. Taraftar yeri geldiğinde boğazından kesip kulübüne yatırım yapmaktadır. Böyle olunca da taraftarın beklentisi haliyle büyük oluyor.
Sahadaki futbolcunun da kendisi gibi özveride bulunmasını istiyor. Açıkçası kimse sahada gezinen, sırtlarındaki formayı vitrin mankeni gibi taşıyan futbolcuları seyretmek istemiyor.
Kalan son 4 maçta futbolculara bu ruhu aşılamak için örnek olacağına inandığım bir F.Bahçe kahramanı hatırlatmak istiyorum. Kendi gençlik yıllarımdan anımsadığım, şimdi aramızda olmayan rahmetli Basri abimiz F.Bahçelilik ruhunu en iyi taşıyan futbolculardan biri olarak daima hatırlanmalıdır.
F.Bahçe Kulubü'ne girdiğiniz zaman kulüp tarihini gözler önüne seren bir çok fotoğraf arasında birisi göze çarpar. Bu fotoğraf rahmetli Basri'nin Mehmetçik lakabını kazandığı maçtan kalan bir anıdır. Basri maçtaki bir mücadele sırasında kafası yarılmasına rağmen maçı bırakmamış, önce kanlar içinde sonra da kafasında sargıyla maçı tamamlamıştır. Bu davranışıyla şüphesiz ki sırtında taşıdığı formaya sahip çıkmanın, sadece bedeniyle değil ruhuyla mücadele etmenin Türk futbol sahalarındaki en önemli örneklerinden olarak tarihe geçmiştir.
Teknik açıdan kalan maçlara nasıl hazırlanmalıyız konusuna bir kenara bırakalım. Yalnız, moral açıdan bu maçlara hazırlanmak için bir önerim var. Yönetim bu maçlarda soyunma odasının duvarına Mehmetçik Basri'nin bu unutulmaz fotoğrafını assın. Futbolcu kardeşlerimiz de maça çıkarken bu fotoğrafa bakıp Fenerbahçe'de oynamanın manasını anlasınlar. Yeşil çimler üzerinde Duvardaki Mehmetçik gibi oynayın ki, o duvardaki yerinizi kazanın.