Cinsellik, sadece bedenin değil ruh sağlımızın da en temel ihtiyaçlarından biridir. Yeme, içme, susama veya uyuma kadar doğaldır ve gereklidir. Cinsel kimliğimiz kişi farkında olmadan bebeklikten başlar ve ergenlikte hormonal değişimle birlikte tamamen yerine oturur.

4 AŞAMADAN OLUŞUR
Bu oluşumda ailenin, çevrenin ve kültürel değerlerin etkisi de çok fazladır. Ergenlik döneminde yetersizlikler, yanlış öğrenmeler, aşırı katı tutumlar cinsel hayatımızı fazlasıyla etkiler. İleri derecede suçlamalar, ağır günah duygusu, suçüstü yakalanma endişesi, ana-babanın çocuğun gelişmekte olan cinsel organlarıyla fazla ilgilenmesi, arkadaşlar arasında yanlış bilgiler, çocukta cinsel kimlik ve cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir. Cinsel işlev bozukluğu, kişinin istediği gibi cinsel ilişkide bulunmasını engeller. Cinsel ilişki;
1-) İlgi ve istek
2-) Uyarılma,
3-) Doyum
4-) Rahatlama olmak üzere 4 aşamadan oluşur.
Bu aşamaların bir ya da birkaçında engellenmeler olduğunda, cinsel isteğin olmaması, uyarılmama, cinsel ilişkiden zevk almama, doyuma ulaşamama, cinsel ağrı bozuklukları, cinsel ilişkiye girememe gibi sorunlar ortaya çıkar. Çiftler, kadınlar ve erkekler cinsel fonksiyon bozukluğunu herhangi bir hastalık olarak görüp, hekime başvurmaları çok önemlidir. Kadınlarda en çok cinsel soğukluk ve orgazm güçlüğü, erkeklerde ise en çok erken boşalma ya da ereksiyon sorunu, yaşanılan cinsel sorunların başında geliyor. Cinsel yaşamla ilgili yanlış ve eksik bilgilenmeler, bilgilendirmeler, toplumsal baskı, günlük koşuşturma ya da stres sonucu cinsel birliktelik, keyiften çok adeta bir sıkıntı haline geldi.

ÇARE TIPTA
Ülkemizde cinsellik hala bir tabu olduğu ve konuşulamadığı için sorun yaşayanlar ne yapacaklarını bilememektedir. Ama bu konuda tıp büyük mucizeler yaratır.