Bekle bizi Moskova Fenerbahçe'nin dün gece destan yazmasındaki en büyük neden oyun disipliniydi. İlk yarı çok ağır oynadık. Ama Zico'nun Kazım'ı oyuna alması tempomuzu artırdı ve İngilizler'i şaşkına çevirdik. 8 Nisan'da orada da yenilmeyiz
Gruplardan çıktıktan sonra Sevilla'nın bizim için tehlikeli olabileceğini söylemiştim. Turu geçtiğimizde de randevuyu 21 Mayıs Moskova'ya vermiştim. Yani Şampiyonlar Ligi finalinin oynanacağı güne... Ve çeyrek finale kalan 8 takım içinde ben birinci günden itibaren Chelsea'nin düşmesini arzu etmiştim. Şaşırmıştı insanlar, 'Ali Şen niye Chelsea'yi istiyor' diye? Dişimize, bize, oynadığımız oyun stiline göre en uygun takım Chelsea'ydi... Büyük takım, çok yıldız olan 500 milyon Euro'luk takım... Ancak içi boş olan bir takımdı Chelsea... İddia ediyordum ve Chelsea'yi İstanbul'da yeneceğimizin inancı içinde olduğumuzu bildiriyordum... İlk devrede çok ağır oynadık. Kezman'ı ceza sahası içinde sandviç yapıp indirmeleri penaltıydı. İkinci devre ağır oynayan Fenerbahçe'de Zico'nun çok akıllıca davranıp Colin Kazım'ı alması takımı değiştirdi. Colin Kazım, Premier Lig'den geliyordu. Hem onların oyun stilini de iyi tanıyan futbolcuydu. Ancak en önemlisi ağır oynayan, pas hatası yapan, top kaptıran Fenerbahçe'ye tempo getirdi. Temposu yükselen F.Bahçe'nin gol pozisyonları üretmeye başladığını gördük. O dakikaya kadar iki korner atan Fenerbahçe tempolu oyunun karşılığını aldı ve Chelsea kalesinde pozisyon üretmeye başladı. Böyle oynayan F.Bahçe'nin önünde kimse duramazdı... F.Bahçe'nin maç kazanmasının en büyük faktörü 1-0 geriye düşmelerine rağmen oyun disiplininden kopmamalarıdır. Oyun disiplininden kopmayan bir takım rakibe pozisyon vermez, telaşlanmadıkları için de rakibin moral kazanmasını önler. Londra'dan salı akşamı beraberlikle döneceğimizi umut ediyor ve bekliyorum.