Son birkaç aydır Pazar geceleri eski tadına kavuştu. Özellikle magazin programlarının azaltılması ve Can Tanrıyar'ın yarışa ara vermesi sonucunda hemen her kanal sinema filmleri yayınlamaya başladı. atv, TV8, CNBC-e ve Kanal D, bu işin başını çekiyor. Çok yeni bir kanal olmasına rağmen TNT'de yayınlanan filmler de oldukça kaliteli...
Takdir ettim
Ahh, tabii herkesin aynı anda sinema filmi yayınlamaya başlaması bu alanda da rekabet getiriyor. Her kanal daha iyi filmler yayınlamak için adeta yarışıyor. Bu rekabet de bizim gibi sinema tutkunlarına yarıyor. Özellikle benim gibi 2 saat kapalı bir sinema salonunda hem de hiç konuşmadan duramayanlardansanız, filmleri ekranda izlemek acayip keyifli... Ancak kanalların Pazar gecelerinde meydana gelen değişikliği her ne kadar takdirle karşılasam da ister istemez eleştirecek bir şeyler de buluyorum. Şimdi 'İşin ne zaten, ancak eleştirirsin!' diye geçiyor içinizden belki de, kim bilir? Ama bence bir filmin konusu, oyuncuları kadar çekimleri, sesleri, renkleri de önemlidir. Sakın bilip bilmeden konuşuyor demeyin, 4 yıl sinema eğitimi aldıktan sonra bu satırları kaleme almaya cesaret ediyorum. İki haftadır filmler çok iyi olmasına rağmen televizyonda izlediğim için pişman olduğum filmler oldu. Mesela henüz izlemediyseniz, 'Beynelmilel'i sakın televizyonda izlemeyin! Çünkü senaryoyla, geçtiği yıl ve mekanla gayet uyumlu birçok konuşma mecburen sansürleniyor... Filmin esprisi kaçıyor. Cezmin Baskın'ın ortaya koyduğu muhteşem oyunculuk topal kalıyor. Üstelik filmdeki birçok diyaloğu 'dııııt' sesleri yüzünden anlayamıyorsunuz. Film izlemenin zevki kaçıyor...
Hayatta kalmak!
Defalarca izlememe rağmen 'Piyanist'i de büyük bir heyecanla bekliyordum. Daha önce de dediğim gibi gerçekten kaliteli yapımları izlemeye doyamıyorum. Her izlediğimde filmin farklı bir yönüne dalıp gidiyorum. Adrien Brody'nin başrolünü oynadığı ve Nazi zulmünü konu alan filmin dublajı, içler acısıydı. Zaten çok az olan diyaloglar o kadar kötü çevrilmiş ve ses rengi Adrien Brody'e o kadar uymamıştı ki; güzelim film, bütün anlamını kaybetmişti. Tabii dublaj esnasında filmin doğal sesi de kaybolmuştu. Keşke alt yazıyla yayınlasalardı. En azından nefesinin sesini dinler, bir insanın hayatta kalma mücadelesini kemiklerimize kadar hissederdik...