Derin çizgiler kabus değil!
Yılların derin çizgilerini silip, sağlıklı bir cilde kavuşmak çok kolay. Tüm dünyayı saran dolgu çılgınlığına katılmadan önce risklerini öğrenip, size en uygun olanı seçmeye ne dersiniz?.
Estetik dünyası hızla büyümekte. Peki, yılların derin izlerini 10 dakikada silip, sizi en az 15 yaş geriye götüren dolgu yöntemleri hakkında ne kadar bilginiz var? Ya da kaç çeşit dolgu maddesi var, biliyor musunuz? Sizin için en uygun olanı hangisi? Dolgu enjeksiyonlarının riskleri neler? İşte tüm bu bilmeniz gereken soruların cevabını Bağdat Caddesi'nde hizmet veren Femme Plast'ın sahibi Doç. Dr. İbrahim Aşkar'a sorduk. Dünyaca ünlü estetik uzmanının açıklamalarına bakmadan sakın dolgu enjeksiyonu yaptırmayın.
DAHA GENÇ BİR CİLT Gözenekleri küçük, kırışık olmayan pürüzsüz, lekesiz ve diri görünümlü deri, sağlıklı bir deridir. Cilt kişiden kişiye değişiklik gösterir, kimi daha erken kimileri ise daha geç yaşlanma gösterir. Kırışıklıklar her ne kadar bakınca bir gibi görünse de oluşum şekline göre yüz mimikleriyle oluşan kırışıklıklar (alın ve göz çevresindeki) ve yerçekimi ile cildin sarkmasından ortaya çıkan kırışıklıklar (ağız çevresindeki deri kıvrımları) olarak değerlendirilebilir. Kırışıklıkların hepsini tedavi eden bir yöntem yoktur. Kırışıklığın yerine ve türüne göre değişik yöntemler uygulanmaktadır. Uygulanan yöntemler kimyasal soyma (peeling), mekanik soyma (dermabrazyon-mikrodermabrazyon), lazer, plazmalite tedavisi, botox, sentetik veya doğal dolgu maddeleridir.
ÇÖKÜNTÜLERE ÇÖZÜM Cildin daha sağlıklı ve genç görünmesi için, cilt üzerindeki kabarıklıklar (dermabrazyon, peeling, lazer), çöküntüler giderilmeli (dolgu enjeksiyonları), mimik kaslarının kasılmaları engellenmeli yada minimuma indirilmelidir (botox). Bu nedenle bu yöntemler çoğu kez kombine edilerek kullanılmaktadır. Dolgu maddesi uygulanacak hasta, bütün soru ve kaygılarını cerrahıyla paylaşmalı, geçici mi kalıcı mı dolgu maddesi istiyor, bunları söylemelidir. Ayrıca hangi tür dolgu maddesi yaptıracaksa risklerini öğrenmelidir.
TİCARİ KAYGI Ticari kaygılarla çoğu dolgu maddesi üreticisi veya satıcı firmalar, üstün teknoloji kullanarak çalıştıklarından kendi ürünlerinin alerji yapmadığını, kolay uygulandığını, hemen erimediğini iddia eder. Bunlar ancak kullanıldıktan sonra kişiler, gerçekle yüz yüze kalır. Geçen yıllarla birlikte yerçekimi, güneşin UV ışınları, yüz mimik hareketleri ve sigara, cildi olumsuz etkilemektedir. Cildi daha genç ve diri gösteren deri altı dokusu giderek parçalanır ve mimik kaslarının neden olduğu mimik çizgilerinin (gözlerin yan tarafında kaz ayağı) oluşumuna izin verir. Dolgu maddeleri çizgi ve kırışıklıkları doldurup cilde daha genç ve diri bir görünüm kazandırır. Dolgu maddeleri deri altına verildiğinde, kırışıklıkları ve çöken yerleri doldurur, dudak ve yanaklara dolgun bir görünüm verir. Ayrıca çökük görünümlü yara izlerinin altına enjekte edilerek, izlerin belirginliğini azaltır. Çene ucu ve alın bombeliği için de kullanılan dolgu maddeleri bu bölgelerin daha dolgun görünmesini sağlar. Ağız kenarındaki derin çizgilerde yeterli olmayabilir. Lazer, dermabrazyon, kimyasal deri soyma gibi tekniklerin uygulanması daha faydalı olabilir. Bu 3 teknik cildin üst tabakasının soyularak cildin yenilenmesini öngören yöntemlerdir.
GRUPLARA AYRILIR Dolgu maddeleri başlıca üç gruba ayrılır: a. Doku kokteyli: Yüz germe, karın germe, meme küçültme veya yara izlerinin tedavisinde çıkarılan doku ve doku parçalarının karışımından elde edilen doku kokteyli, dolgu için kullanılır. Yağ, fasya ve dermis greftleri en sık kullanılanıdır. Bunlardan en değerlisi dermistir. Küçük parçalara ayrılmış dermis dokusu, yüzde 80-90 oranında kalıcı olmaktadır. b. Yağ: "Yağ transplantasyonu" veya "mikro lipoinjeksiyon" olarak da adlandırılan bu teknikte, hastanın karın, uyluk, kalça ve diğer yağ içeren vücut bölgelerinden özel kanüllerle yağ alınması ve belli konsantrasyonlarda hazırlanarak yüzde cilt altına enjekte edilmektedir. En sık kullanıldığı yerler çökmüş yanaklar, ağız ve burun çevresi, dudaklar, çene ucunun doldurulması, derideki çökme ve düzensizliklerin giderilmesi, kontor düzensizliklerinin giderilmesi ve alın çizgilerinin silinmesidir. c. Kollajen: Aslen sığırlardan elde edilen kollajen uzun yıllardır kullanılmaktadır. Vücudun bağışıklık sistemi tarafından genellikle 3. haftada reddedilebilmektedir. Böyle bir durumda çevre dokularda aşırı reaksiyon sonucu şişme oluşur. Uygulamadan bir ay önce mutlaka alerji testleri yapılmalıdır.
KALICI DOLGU İzolajen ve dermalajen sığır kollajenine göre daha az alerjik ve daha dayanıklıdır. Artekollün etkisi yarı kalıcı olup, zamanla hacmi azalır ama bir kısmı kalıcıdır. www.femmeplast.com
|