'Gelin, kaynana ve kaynatasına bakmak zorunda mı?'
Ülkemizin bazı yörelerinde son 50 yıla kadar kaynana-kaynata otoritesi vardı. Dede nesli ile çocuk ve torunlar bir aradaydı, buna amcalar da katılırdı. Ülkemizin doğu bölgelerinde bu durum hâlâ devam ediyor. Diğer bölgelerimizde ise yavaş yavaş kayboldu, hatta çoğu ailelerde sıfırlandı. Şehir hayatının getirdiği "çekirdek aile" tipi yaşantı da bunu etkileyip çabuklaştırdı.
Kur'an'ınbakışınasıldır? Bazı sözde hocalar, hatta kadın hocalar, gelinin kaynana ve kaynatasına dinen bakmak, hizmet etmek, ilgilenmek zorunda olmadığı fetvasını vermektedir. Bırakınız gelinin kaynana ve kaynataya bakmasını, er kek ve kız evlatlar da bakmamaktadır. Peki, Kur'an buna nasıl bakmaktadır? Bakara Suresi'nin 83. ayetinde Yüce Allah, tevhid inancından sonra ana-babaya ihsanı, onlara bakmayı, ilgilenmeyi koymaktadır. Aynı ayetin Tevrat'ta yer aldığını da söylemektedir. Annenin yaşlılık anlarında öyle hizmetler gerekli olur ki, erkek çocuk bunu yapamaz, o hizmeti gelin, yani onun eşi yapacaktır. En'am Suresi'nin 151. ayetinde genel haklar sayılırken,yine Allah'a şirk koşmamanın ardından ikinci sırada ana-baba hakkı gelmekte ve bu hakkın iyilik yapmak, güzel davranmak, hoş tutmak olduğu belirtilmektedir.
Yardımetmekşartkoşulmuştur Müslüman'ın diğer Müslüman'a yardım etmesini şart koşan dinimiz, nasıl olur da geline "Kaynana ve kaynatana bakma" der? Doğurduğu, büyüttüğü, canını verdiği oğlu ve onun hanımı tarafından bakılmayan ebeveynin durumu, onların bedduası asaletimizi alıp götürmekte, bir karabulut gibi üstümüze çökmektedir. Ana-babalarını itip kakanlar, bir bardak suya, tatlı söze muhtaç edenler 5 vakit namaz kılsalar ne yazar?