Dans denince ilk akla gelen iki isim; Aytunç Bentürk ve Bahadır Efe, zorluklara rağmen sağlam adımlar atıyor. Belçika'da düzenlenen 8. Antwerp Star Cup Dans Şampiyonası'nda kazandığımız kupaları duyunca, gölgede kalmış bu başarıları biraz göz önüne çıkarmaya karar verdik. Koşuyolu'ndaki dans okulunda yeni yetenekler yetiştiren Aytunç Bentürk'ün yanında aldık soluğu. Aytunç Hoca'ya ünlü bir dansçı daha eşlik ediyordu; Bahadır Efe. Çılgın ikiliyle dansa nasıl başladıklarını ve Türkiye'de dansa bakışı konuştuk.
* Nasıl başladı dans serüveni? Bahadır Efe: Küçükken annemler beni video kameraya çekmişler. Bir dans kasetinin üzerine, onu izledim. Ardında dans figürleri yapan bir adam vardı. Onu taklit ederek başladım. Aytunç Bentürk: Ben de çok küçük yaştan beri dans ediyorum. Gençlik yıllarımda da hep dans ettim. Sonra Tolga Han'ın bir ilanını gördüm. Yetiştirmek için dansçı aranıyordu. Tolga Han'la başladım profesyonel hayatıma...
SANAT VE SPOR BİR ARADA * Aytunç Hoca'yı Tolga Han, sizi de Aytunç Hoca keşfetti galiba... B.E.: Ben de lise yıllarımı her yerde dans ederek geçirdim. Sokaklarda, okulda... Ankara'da yaşıyordum. Sonra Aytunç Hoca beni gördü, Yonca Evcimik'in grubuna dahil oldum.
* Türkiye'de bu mesleği seçmek zor değil mi? A.B.: Zamanında çok zorlandık. İnsanların kabul edeceği bir şey değildi. Birkaç İyi Adam olarak gittiğimiz turnelerde taşlandık bile. Ama artık aileler kendileri getiriyor çocukları.
* Neden bir önyargı var? B.E.: 'Dansçı' dendiği zaman insanların aklına alkol, uyuşturucu ve kötü bir hayat geliyor. Oysa ki biz hem sanat, hem sporla uğraşıyoruz.
* Peki, sizce Türkiye'de dans neden yeterince ilgi görmüyor? A.B.: Aslında eskiye oranla çok fazla ilgi görüyor. Ancak profesyonel adımlar daha yeni yeni atılıyor. Mesela Türkiye Dans Federasyonu çok genç henüz.
ÖNEMİNİ ANLATAMIYORUZ * Artık milli dansçılarımız var... B.E.: Var ama yine de yeterince profesyonel değiliz. Gittiğimiz yarışmalarda yeterince devlet desteği göremiyoruz. Hepimiz bir örnek eşofman giyemiyoruz.
* Neden? A.B: Bunun önemini anlatamıyoruz. Mesela ben Belçika'ya antrenör olarak gittim. Bir tek bende 'ay-yıldız'lı eşofman vardı.
* Daha önce yarışmalara katıldınız mı? A.B: 2004 ve 2005 yıllarında iki birincilik kazandım. Ve İstiklal Marşı'nı iki defa dinlettim insanlara. Ama buna rağmen milli dansçı olamıyorum.
* Neden? A.B: Federasyondan önce kazandığım için birinciliklerim sahiplenilmiyor.
* Tekrar yarışır mısınız? A.B: Son bir kez yarışıp jübile yapacağım.