Makine
Dakikalar 25'i gösterdiğinde Bünyamin Gezer, Barış'ın ceza sahası içinde düşürülmesini penaltı ile cezalandırıyordu. Seyirci Servet'e davet çıkarırken topun başına gelen Arda, Martinez'i avlıyor ve skorborda 3. G.Saray golü yazılıyordu. Evet makine 25. dakikada görevini büyük ölçüde tamamlıyordu. Tıkır tıkır işleyen dişliler hem milli maçtan yorgun dönen ayaklarını, hem çarşamba gecesi yaşayacakları zorlu UEFA sınavını düşünerek maçın başında işi sıkı tutmuş, zirve hesabını erkenden kapatmıştı. Makinenin şovu 7. dakikada başladı. Ümit-Hakan Şükür ustalığından çıkan topu Barış, G.Saray'ın ilk golü olarak filelere yolladı. Ardından Kral Hakan, gerçekten kıskananları çatlatan, ona uzanan kalemleri bitiren hareketlerine bir yenisini ekledi. Barış bu kez Kral abisine ortaladı, borcunu ödedi, Hakan da hesabı gördü. 2. yarı başında da 2. golünü attı, maçın kriz anında da hat trick yaptı. Takımını rahatlattı, sahanın yıldız Kral'ı, abisi oldu. Ankara, ardından Saracoğlu'ndan başı dik çıkan 11, Sami Yen'de de gerçek bir makine düzeninde çalışıp, koşup, terleyip futbolun gereklerini yerine getirmişti. 2. yarı başlarken saha ortasında toplandıklarında inancın yanı sıra ciddiyet ve rakibe saygı işaretlerini de verdiler. Mehmet Topal bir virtiöz gibi oynarken, "Allah nazardan saklasın" dedirtti. Barış-Serkan çalışkan, Arda onların yanında bir usta kimliğindeydi. Emre-Servet ile uyumlu. Her iki bek Uğur'la Volkan da olumlu görüntü çizdi. Makinenin aksayan tek dişlisi ne yazık ki kaledeki Orkun oldu. Uzaktan atılan şutlarda taymingle yer tutma hatası yapıp, şov maçını zora soktu, yürekleri hoplattı. Sonuçta makinenin çalışkan dişlileri hasretle beklenen Lincoln'le de haftayı kayıpsız kapatıp, eksiklerini aratmayan futboluyla alkışı hak etti. Aslanlar'ın dünkü maçta verdiği mesaj çok açık seçik belliydi: Aslolan takımdır.