Prifisir, prifüsür, profesör...
Biz Anadolu'da okurken, profesörleri gözümüzde öylesine büyütürdük ki, onların tuvalete gitmediklerini, taharet almadıklarını zannederdik. Onları adeta insan üstü varlıklar olarak görürdük. Üniversiteyi kazanıp onların derslerine girdiğimizde, ne denli basit varlıklar, yaratıklar olduklarını görünce hayal kırıklığına uğradık, büyük şok yaşadık. Senelerce bu büyük şoku aramızda konuştuk. İdeolojilerin tutsağı olmuşlardı; üzerimizde kumar oynayarak, bizi şartlandırmaya, ideolojilerinin kurbanı yapmaya çaba gösterirlerdi. Kendileri de ideolojik kamplara ayrıldıklarından birbirleriyle konuşmazlardı. Birbirlerinin öğrencilerine not vermezlerdi, doktora jürilerinde danışmanı olmadıklarına olumsuz davranırlardı. Daha sonra 1980 ihtilali geldi, onların ideolojik şatolarına dinamit koyarak kökünden yıktı.
Bunlarinkarcı... 1970'li yılların bu profesörleri aslında prifisirdi. Prifisirlerin asistanları şimdiki profesörlerdir. Prifisirlerin genleri o dönemin asistanlarına intikal etti. Prifisirlerin genleri günümüzün prifüsürleri olarak ortaya çıktı. Prifüsürler, ataları olan prifisirlerden daha koyu, daha ceberut, daha inanılmaz çıktılar. Çünkü bunlar, daha inkarcı ve daha karanlık niteliklere sahiptirler. Prifisirler yaşasalardı da genlerinden türeyen bu prifüsürleri görselerdi; hayrete düşer, kendi kendilerine kahreder ve intihar etmeyi tercih ederlerdi. Onlar mezarlarında bile rahatsız olmakta, kemikleri sızlamakta, "Ne olaydı da bizim genlerimizden bu prifüsürler yetişmeseydi" diye feryat etmektedirler.
Nesilleritükenecek... Çünkü zamanımızın prifüsürleri, kendilerinin genlerinden geldiği prifisir hocalarına bile zulmeder, onları üniversiteye sokmazlar, onlara kara kara davranırlardı. Prifisirleri mezarlarında rahatlatan, prifüsürlerin zulmünü görmeden ölmüş olmalarıdır. Kara sesli prifüsür, "Benim gibi düşünmeyen, benim istediğim gibi giyinmeyen benden not alamaz" der. İşte bilgiden nasibi olmayan, pedagoji bilmeyen, ölçme değerlendirmeden, hiçbir kuralın yanından geçmeyen bu prifüsürlerin de bir gün nesilleri tükenecektir. Kara dünya, siyah dünya, acımasız dünya...