Pota şirket gibi yönetiliyormuş!
Basketbol Federasyonu'nun liglerden sorumlu asbaşkanı Aytek Gürkan, "Birpatrongibibütünişlerikendisiyapıyorveçevresininfikrinehiçbaşvurmuyordu.Bubenirahatsızetti.Benimyönetimanlayışımbudeğil.YönetimKurulu'ndainsanlarbirbirinegüvenmeliveortakçalışmasonundahedeflereulaşmalıdır.Amaşuyönetimdeböylebirolguyok.İnsanlaragüvenenbirideğil.Bentamtersineinsanlaragüvenengörevbölümüyapanbiriyim.Buayrımhoşumagitmiyor." dedi ve bastı istifasını. Kimseden tık yok. Şimdi bu "şirketgibiyönetilmek" iyi mi, kötü mü? Tek adam diktasında pota iyiye mi gidiyor? Demirel'in şahsi şirketlerinin durumları şehir efsanesi gibi anlatılır durulur camiada. Son zamanlarda fahri(!) Federasyon Başkanlığı dışında ne işle uğraştığını pek bilemiyoruz ama iş hayatında pek başarılı olduğunu söylemek mümkün olmasa gerek. Üstelik patronluğunu tek başına yaptığı konular çok kritik Demirel'in. Ligin isim hakkı, naklen yayın gelirleri, kulüplerarası nema dağılımı gibi akçalı işler bunlar. Sorumluluğu paylaşmazsan sorumluluk üstüne kalır insanın. 2010'dan sorumlu Yönetim Kurulu üyesi KerimÖzgen"İşlerolduğugibiduruyor.FIBAihtarınarağmenhiçbirşeyyapılmıyor"hezeyanıyla istifa etmişti, Aytek Gürkan'la eşzamanlı. Anlaşılan hükümetin sporda özerklik anlayışı futbolla basketbola çok farklı. Futbolu genel kurula ve de seçime kadar zorlayan müdahaleci yaklaşım basketbola gelindiğinde farklılaşıyor, umursamazlık boyutuna varıyor. Liglerdeki heyecan, kulüplerin Avrupa arenaların da ki başarılı konumu kimseyi yanıltmasın. Sahada ki başarıların hemen tamamı "Federasyona rağmen" başarılardır. Memur gibi Demirel ne verirse onu alırlar "yabancı oyuncu lisans harcı" olarak mesela, ne takdir ederse onu öderler. Asıl işi olan Milli Takımları, 12 Dev Adam'ı Olimpiyatlar ve Avrupa Şampiyonalarının dışına düşüren Demirel'in neyinde boncuk bulmaktadır ilgililer anlamakta güçlük çekiyorum.