İnsan kaçakçılığında yasalar 'kaçak' yapıyor
İnsan kaçakçılığı bir dertse önlenmesi bin dert. Sadece belirli ülkelerde belirli insanların, yöneticilerin ya da sivil toplum kuruluşlarının önlem alması, harekete geçmesi yetmiyor çünkü. Zincirleme bir reaksiyon örneği var bu çağdışı ticarette. Özellikle de Güneydoğu Avrupa'da (GDA) bu sıkıntı hem kaynak hem kaynağı kurutma faaliyeti olarak yüksek seviyede seyrediyor.
BİLİNÇLİ YAPILIYOR TAKVİM için konuyu tümüyle ortaya serecek bir yazı dizisi hazırlamayı düşünüyoruz. İşte bunun çalışmaları sırasında bir rapor geçti elime. UNICEF tarafından yayınlanan bir rapor bu. Diyor ki; "Güneydoğu Asya ülkelerindeki insan ticareti oranı sürekli artmakta; fakat bu durumu bilinçli olarak gündeme getirmeyerek daha çok yeraltına çekilmekte."
KURU KURUYA ÜZÜLMEK Yani top biraz da bizim, medyanın kucağında. Sadece yakalanan, kaçarken suda boğulan, havasızlıktan TIR kasalarında ölen zavallıları gösterip duruyoruz. Yani Güneydoğu Avrupa'da yapılan insan kaçakçılığı hakkında geçmişte ve günümüzde pek fazla haber yayımlamadığımız için kamuoyu bu acı tablonun genelinden haberdar değil.
BAŞROLDE KADINLAR Oysaki günümüzde çok ciddi boyutlara ulaşan "insan tacirliği" temel insan haklarına aykırı, yasa dışı bir olaydır. Dehşetin fotoğrafına bakıldığında başrollerde kadınlar ve çocuklar olduğu görülüyor. Çünkü "insan kaçakçılığı" genellikle kadınlar üzerinden yürütülmekte. Hedef kitle ise çoğunlukla yoksul ülkeler.
AİLE İÇİ ŞİDDET Buralardaki kadınlar daha iyi bir yaşam taahhüdüyle kandırılarak diğer bölgelere fuhuş amaçlı satılmakta. İşsizlik, yoksulluk ve aile içi şiddetle mücadele eden kadınlara bu vaatler ilk etapta çok cazip gelmekte, kadınlar kolayca tuzağa düşebilmekte. Bu kadınların yüzde 19'u 18 yaşın altında.
SIRA ÇOCUKLARDA Kadınların ardından da sıra çocuklarda. Çocuklar üzerinden yapılan ticaretin son yıllarda önemli oranda arttığı gözlenmekte. 2007 raporuna göre kurbanların yüzde 58'i çocuk. Peki, nasıl bir mücadele gerekiyor sorusunun yanıtlarını aşağıya yazıyorum.