Ek iş arıyorum!
"Siyasal aşkımın izdüşümü" diye başlayan cümleler kurabilirim... Ya da bebeğimin ilk "Aaa" deyişini yazabilirim. İstenirse (yönetimin harcırah vermesi şartıyla) sabahlara kadar barları dolaşıp, "atmosferini" anlatabilirim. Kadın-erkek ilişkileri üzerine yazmak çocuk oyuncağı... Yanına bir de yediklerim tefrika... Haa unutmadan Seda Sayan'la, Esra Ceyhan'a da çıktım mı tamamdır. Al sana aslan gibi "gazeteci!"
'Kadın'yazarlar... Her konuda fikri olan, bilgisi olmayan "kadın" yazarlar makbul bu ara. Nereden geldikleri, kimlerin yanında yetiştikleri, gazeteciliği kimden öğrendikleri belli olmayan bir sürü "kadın yazar"; bir yerlerden tutunmuş hayata, küplerini doldurmaya çalışıyor. Daha da ileri gidenler yarışmalarda jürilik yapıyor. Kimi nasıl kilo verdiğini köşesinde anlatıyor, kimi geceleri nasıl seviştiğini... Biraz "namuslusu" erkek arkadaşını, daha da "namuslusu" yediği yemeği, kaldığı oteli, gittiği güzellik salonunu...
Ekmeğinfiyatınıbilmezama... Araştırdım. Gazetede bir köşe kapmak için okumaya-öğrenmeye ihtiyaç yok. Adısanı duyulmuş bir köşeci kol-kanat gerince "kadın", yazar oluyor. Önce kraldan çok kralcı, sonra kimseyi beğenmiyor. Gazetede üç sütuna santimlerce yazıyor. Ne siyaseti biliyor, ne ekonomiyi... Ne yoksulluk sınırını, ne dış borcu. Köşesinde, televizyonda ahkam kesiyor. Yemek programlarına da çıkıyor, ilişki uzmanlığına da soyunuyor. Buradan duyuruyorum. Böyle bir iş arıyorum. Jüri üyeliği de yapabilirim, yemek programına da çıkabilirim. Gerekirse Esra Ceyhan'la her şeye hayret edebilir, Seda Sayan'la ağlayabilirim. Çünkü 1 yaşındaki bebeğime miras olarak bırakacak onurumdan başka sadece borçlarım var...