Güle oynaya
F.Bahçe, rakip ligi bitirmiş, Şampiyonlar Ligi'ne havlu atmış üstelik 6-7 banko oyuncusundan mahrum ve gençlerden kurulu CSKA'yı çok rahat geçti. Hem de sayısız gol pozisyonlarını da heba ederek. Gol rekoru kırabileceği bir maçı 3-1'lik skorla bitirdi. 30. dakikada Fenerbahçe taraftarının kanının donduğu bir andı. Mutlak galip gememiz gereken bir karşılaşmada kaleci Volkan-Edu anlaşmazlığıyla Bezilyalı defans oyuncusunun kalemize attığı golle, geriye düştük. Hemen ardından Alex'in çok uzun mesafeden 90'a attığı muhteşem golle çabuk toparlandık. Alex takımın herşeyi. Bir gol attı, bir de attırdı. Alex saha içersinde takımın beyni, lideri kısaca herşeyi. Maç içersinde hep doğru hareket etti. Ancak dün akşamki maçın yıldızı Uğur Boral'dı. Attığı 2 gol direkten dönen şutu ve Semih'e alda at dercesine getirdiği fakat Semih'in kaçırdığı gol pozisyonu da yaptığı güzel işlerden bazılarıydı. Sol tarafı çok iyi forse etti. Takımın itici gücüydü. Uğur sol tarafta oynamak benim hakkım diyor. Tabi burda bütün yükü taşıyan Selçuk ile Aurelio her geçen maçta çok daha fazla katkıda bulunuyorlar. Takımın pozitif anlamda oynamasını sağlayıp ayağa isabetli paslarla topun kendilerinde kalmasını sağlıyorlar ve çok iyi hazırlık pasları yapıyorlar. Deivid çok hareketliydi ama golle birtürlü buluşamadı. Kısacası dün akşam görevini yapmayan Fenerbahçeli futbolcu yok gibiydi. Zico'yu da takımı Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura taşıdığı için tebrik etmek gerekiyor. Hakem dört dörtlük bir maç yönetti. Gerçi kendisine de fazla iş düşmedi. Dün akşamki muhteşem taraftarda gösterdiği bitmek tükenmek bilmeyen tezahüratlarıyla baştan sona takımı mükemmel motive etti.