Sosyal güvenliğin kıyakları ve cezaları
Çalışanlardan tahsil edilen sigorta primleri harcamalara, emekli aylıklarını ödemeye bile yetmiyor. Sosyal güvenlik sistemindeki sıkıntı bu. Bir taraftan çalışanlara fazla yük yükleniyor. Bir taraftan da emekli maaşları düşük tutuluyor. Bu duruma gelmede çalışanın suçu var mı? Ya da emeklilerin? Onlar mı dediler, "Süper emeklilik, kıyak emeklilik çıkarın", "38 yaşındaki insanlar emekli olsun" diye? Yani bu onların suçu değil, cezasını da onlar çekmemeli. 'Sosyal güvenlik sisteminin sıkıntılarını giderelim' derken, bir taraftan da Meclis'te 'kısa günün kârı' anlayışıyla vekillere yeni bir 'kıyak' emeklilik çıkarılmaya çalışılıyor. Şu anda milletvekillerinin, milletvekili emeklisi olarak emekli aylığı alabilmesi için normal sürelere göre emekliliğe hak kazanması gerekiyor. Ama Meclis'teki yasa aynen geçerse emeklilik hakkını kazanmadan, milletvekilliği biter bitmez maaş almaya başlayacaklar. Bu maaş bugünkü rakamlara göre yaklaşık 1.500 YTL olacak. Bir kişinin 30 yaşında milletvekili olup, 34 yaşında bu parayı almaya başladığını düşünün! Bunu kim ödeyecek? Sosyal güvenlik sisteminin çökmesinin asıl nedeni bu tür uygulamalar. Milletvekiline böyle bir kıyak yapmaya çalışanların, kimseye bir şey söylemeye hakları olmamalı. Ama onlar çalışanın emekliliğini zorlaştırmaya çalışırken kendilerininkini kolaylaştırmakta sakınca görmüyor. Sistem zorda olunca sosyal güvenliğin yükü kayıt altında olanlara yıkılıyor. Bunun için alınan primlerin yanında cezalar da önemli bir gelir kaynağı görülüyor. Bazı cezaları örnek vereyim. İşyerinin bildirgesi, süresinden bir gün bile geçtikten sonra verilirse bilanço esasına tabi olanların cezası 1.755, diğer defter tutanlarınki 1.170, defter tutmak zorunda olmayanlarınki 585 YTL. Örneğin kendisine küçük bir ev yapan kişi bu evi yapmaya başlayacağını zamanında bildirmezse, 585 YTL ceza kesiliyor. Bu insanlar böyle bir bildirim yapması gerektiğini bile bilmezler. Dolayısıyla hepsi bu cezayı ödemek zorunda kalıyor. Üstelik vergi cezalarında indirim, uzlaşma gibi kurumlar olmasına karşın sosyal güvenlik cezalarında bu kurumlar da yok. Neden olmadığının açıklaması da yok. Öyle olunca insanlar da yakalanmamak için kayıtdışında kalabilmeyi kurtuluş gibi görüyorlar. Sistemin herkese aynı olması gerekmez mi?