Denizli'deki ayıplar
Kötü biten Inter maçından sonra Fenerbahçe üç maçlık son derece önemli periyoda girdi. Denizli deplasmanı, Kadıköy'deki Galatasaray ve CSKA maçları. İlk etap başarılı geçildi. Fenerbahçe şampiyonluğu kaybettiği o meşhur maçtan sonra bir Denizli sendromu yaşıyordu. Galibiyet alamıyordu. En sonunda bu da kırıldı. Fenerbahçe'nin Denizli maçları son yıllarda nedense hep final niteliğinde oluyor. Hatırlarsanız Van Hooijdonk'lu senede şampiyonluk yine son maça kalmış, Denizli'de alınan 4-0'lık galibiyet Fenerbahçe'yi mutlu sona ulaştırmıştı. Bir sonraki sene de yine son maça kalınmış, 1-1'lik beraberlikle birlikte bütün Fenerbahçeliler'in uzun bir süre atlatamadığı bir travmaya neden olmuştu. Bu seferki belki final maçı değildi ama Fenerbahçe'ye 12 puan kazandıran bir maç oldu. Öyle ya Sivas'ın kaybettiği 3 puana Galatasaray, Beşiktaş ve Kayserispor'un kendi sahalarında kaybettiği 2'şer puanları ekleyip, Denizli'den alınan 3 puanı da üstüne koyarsak Fenerbahçe'nin Denizli'den mutlu sonla döndüğünü söylemeye gerek kalmayacak. Maçın teknik analizine girmeyeceğim. Zaten onu yaptık. İlk yarıda mükemmel oynayan bir Fenerbahçe'yi ikinci devre de sahada görebilmiş olsaydık her halde şu anda tarihi bir hezimetten bahsediyor olacaktır. Denizli'de alınan galibiyet ne kadar güzelse, orada yaşananlar da o kadar rezillikti. Soyunma odalarına konulan mahalli gazetelerde 100 yıllık Fenerbahçe kulübüne ve futbolcularına hakaretler içeren mesajlar doluydu. Kim, hangi hakla, neye hizmet ederek yapmış anlamak mümkün değil. Şeref Tribünü'nde yaşananlar zaten bir ilk değil. Denizli'de her sene görmeye alışmış olduğumuz ağıza alınmayacak küfürler, Aziz Yıldırım'a da Ali İpek'in yanından uzaklaştırmaya itiyor. Taraftarlarının terbiyesizliğine bakmadan Fenerbahçe başkan ve yönetiminin arka sıraya geçmesini eleştiren zihniyet için söyleyecek bir şey bulamıyorum. Farketmez, ellerinden geleni ardına koymasınlar. Fenerbahçe her sene şampiyonluğa oynar, Denizlispor da küme düşmemeye. İşin gerçeği budur. Gelelim önümüzdeki Galatasaray maçına. Büyükşehir beraberliğinden sonra puan farkı 4'e indi. Fenerbahçe mutlak galibiyet için sahaya çıkacak. Ezeli rakibinin namağlup Kadıköy'e gelmesi Fenerbahçeliler için ayrı bir motivasyon konusu. Tribünler hınca hınç dolacak. Çünkü ortada bilet falan kalmadı. Bu vesileyle beni takip edenlerden ricam inanın bilet bende de yok, nolur artık istemeyin. Hasan Şaş oynamıyor. Lincoln de galiba büyük ihtimalle oynamayacakmış. F.Bahçe ise tam kadro. Galatasaray'ın eksiklikleri Feldkamp için şans mı şanssızlık mı tartışılır. Hasan Şaş oynasa normal bir hakemle sahada 10 dakika bile duramaz. Lincoln ise koşmayan adam. Galatasaray, Kadıköy'e 4 puan önde geliyor. Beraberlik işine yarayacak. Feldkamp'ın koşan adamları tercih edeceği bir gerçek. O yüzden iki problemli futbolcunun olmaması bence Feldkamp'ın şansıdır. Zico'nun şansı ise biraz önce belirttiğim gibi Fenerbahçe'nin sahaya tam takım çıkacak olmasıdır.