Engelliye uygun koğuşlar yapılsın! Pazar günü Adana'da Çukurova TV'de İçimizdeki Işık programında Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Adana Şubesi Başkanı Halis Kassap, TSD Gaziantep Şubesi Başkanı Hulusi Kalender, dernek üyeleri ve canlı telefon bağlantılarıyla, engelli sorunlarını masaya yatırdık. Amacımız, zor koşullarda yaşayan özürlülerin durumunu yetkililere iletip kanayan yaralarına merhem bulmaktı. Anlatılanları dinledik. Zor koşullarda, üstelik ağır engelli olmalarına rağmen nasıl ayakta kaldıklarına şaşırdık. Ama onlar inatla şaşırtmaya devam ediyor. Azimlerine şapka çıkartılacak engellilerin yaşamları hakkında bilgi almaya çal ıştık. Kısaca bir dokunduk, bin ah işittik.
SORUYAĞMURUNATUTULDUK Anlatılanlara geçmeden önce bir not... Sabah telefonum çalmaya başladı. Arayanlar, "Abi hayırlı olsun. İlk yazınız çok güzel olmuş. Sorunlarımızı dile getirip yol gösterici bilgiler vermenizden dolayı hem size hem de Takvim yöneticilerine teşekkür ediyoruz" diyerek memnuniyetlerini dile getirdi. Hemen bir gazete aldırdım. Baktım ki ilk yazım manşetten verilmiş. Sen misin manşetten veren. Daha ilk günde eposta ve telefon yağmuruna tutuldum. Anlaşılan Genel Yayın Yönetmenim Fikret Bey beni sakata getirecek. Neyse gelelim şikayetlere: "Gördüğünüz gibi yaşamıyoruz. Sadece nefes alıyoruz o kadar. Ne karnımızı doyurabiliyoruz ne de ilaçlarımızı alabiliyoruz. Geşmişte bizlere 67 YTL yardım verilmişti. Ama şimdi bunu katmerli olarak geri istiyorlar. İşte borç listesi: Bana 12 bin YTL, başka arkadaşa 8 bin YTL, bir başka arkadaşımıza da 4 bin YTL. Bu paraları nasıl öderiz? Devlete sesleniyoruz. Lüks hayat değil, insanlığın 'in'ini yaşayalım yeter." "Belden aşağım felç. Kolumun biri de tutmuyor. Akülü araç için sağlık kurulu raporu aldım. Fakat 'H' sınıfı ehliyet istediler." "Benim 18 yaşından küçük 2 özürlü çocuğum var. Bize 'Çoçuklarınıza maaş bağlatabilirsiniz' dediler. Gerekli yerlere müraacat ettim ancak 'Kriterlere uymuyorsunuz' cevabıyla karşılaştım. Bu nasıl iş?" Gittik gördük. Şikayetleri dinledik. Bazı özürlüler üç kuruş maaşı kesildiğinden elektrik borcunu ödeyememiş, gaz lambasıyla evini aydınlatıyor. İnanmayan varsa gitsin Adana'ya, rezaleti görsün. Bir başkası yaralarını örtebilmek için bez (bası bandı) alamamış. Bir başkası da eli ayağı tutmadığı için araba alamamış ve gideceği yere çuvallama tekni ğiyle(!) götürülüyor. Bunlar görebildik lerimiz. Ya gözden ırak olanlar?.. Onların çaresini de vekilleri bulmuş! Engelliye gelince 3 kuruşun hesabını yaparak kılı kırk yaranlar, kendilerine gelince her nedense bonkör oluyor. Şükrü Kızılot 25 Temmuz 2007 tarihinde Hürriyet'teki köşesinde konuyu o kadar güzel işlemiş ki, al çevir çevir yayımla... Duymayan, görmeyen ve anlamayanlar okur, belki ders alır diye. "Milletvekili emekliçalışan maaşını birlikte alıyor, vatandaşa 'Yasak!' deniliyor. Bazı konularda bakıyoruz, milletin aslına tanınmayan haklar, milletin vekiline "çok özel ayrıcalıklar" olarak sağlanmış. Öteden beri süregelen bir başka ayrıcalık da "emekli aylığı" konusunda. Bir kamu kurumundan emekli olan kişi, daha sonra bir başka kamu kurumunda çalışmaya başlarsa, emekli aylığı kesiliyor.
MİLLETİNASLINADEĞİLVEKİLİNE Milletin vekillerine gelince durum farklı. Hem milletvekili maaşını alabiliyorlar, hem de emekli aylığını. Daha ötesi, milletvekilliği süresi 2 yılı dolduranlar, emeklilik koşullarını taşıyorlarsa, milletvekili görevleri devam ederken emekli olabiliyorlar. Gerekçe Anayasa'nın 86'ncı maddesi. Buna göre; "Türkiye Büyük Millet Mecli si üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine TC Emekli Sandığı tara fından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez. Yani milletin vekili hem milletvekili aylığı hem de emekli aylığını alabiliyor. Milletin aslı alamıyor. Özürlü olsa bile... Vekiller bu ayrıcalıklardan vazgeçer mi bilmem. Ama en azından geçmişte 36 bin 200 vatandaşa yardım adı altında verilen 67 YTL'nin fahiş faizini bir kereliğine affederler, etmeliler. Ya da tek gözlüye ve tek ayaklıya sağlam raporu verilmesini engellesinler. Baksanıza, özürlü vatandaşlar borçlarını ödeyemedikleri için icra kapılarında sürünüyor. Durum bu! Anlaşılan ufukta af görün müyor. Bari, borçlarını ödeyemeyip hapse atılacak tekerlekli iskemleli özür lülerin zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için özel koğuşlar yapılsın.
***
* "1993 yılından itibaren özel sektörde özürlü kontenjanında SSK'lı olarak çalışıyorum. Yüzde 42 oranında sakatlık raporum var. Konumum gereği yaptığım işte zorlanmaya başladım. Malulen emekli olmak istiyorum. Ne yapmam gerekiyor?" İsmail Aydın-İzmir
CEVAP: Sayın Aydın. Malulen emekli olabilmeniz için çalışırken aynı işi yapamayacak olduğunuza dair işgöremezlik durumunuzu belirten sağlık kurulu raporu almanız gerekiyor. Anladığım kadarıyla erken emeklilikten bahsediyorsunuz. Çalışan kesimin emekli olması kademeli olarak değiştirildi. Bu değişiklik özürlülerin emekli olmasını da etkiledi. Yüzde 42 oranındaki rapor derecesiyle 3. derecede sakat sayılıyorsunuz. 1993 yılında işe girdiğinize göre, emekli olmanız için 16 yılı doldurmanız ve 3760 iş gününü tamamlamanız gerekiyor.
CEVAP: Sayın Taplaktepe. Sağlık Bakanlığı tarafından 10.03.2005 tarihinde çıkartılıp 25751 sayıyla Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 'Evde Bakım Hizmetleri Yönetmeliği'ne göre, ağır engelli yakını olanlar evde bakım hizmeti (ücret) alabilir. Tabii bunun için bakım hizmetinden yararlanacakların bazı şartları taşıması gerekiyor. Yani bakım ücreti alacak kişilerin gelirinin hanedeki birey başına bölündüğünde 278 YTL'yi geçmemesi gerekiyor. Sizin maaşınız 960 YTL olduğuna göre, 3 çoçuğunuz ve 1 anne, 1 baba olarak düşündüğümüzde; 960/5=190 YTL kişi başına düşüyor. Bulunduğunuz yerdeki Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne başvurun.
***
* "Eşim, 1998 yılında geçirdiği trafik kazasında sol gözünü tamamen kaybetti. Bu yıl Sağlık Raporu almak için hastahaneye başvurduğumuzda bir göz özür oranının yüzde 32'den, yüzde 16'ya çekildiği söylendi. Bu durumda özürlülere tanınan haklardan faydalanamıyoruz. Ne yapmalıyız?" Melih Efecik
CEVAP: Esas sakatlık, dünyanın terk ettiği ve bizim ısrarla kullandığımız Baltazar Cetveli'ne göre 16 Temmuz 2006 Tarih 26230 sayıyla çıkartılıp Resmi Gazete'de yayımlanarak yürülüğe giren rapor yönetmeliğinde. Maalesef mevcut duruma göre yüzde 40 oranında sakatlık raporu almanız imkansız. Herhalde bu yönetmeliği çıkartanlar "Nasıl olsa bu insanların bir gözü, bir ayağı, bir eli ve bir böbreği daha var; idare ederler" diye düşünmüşler. Anlaşılan tek gözü görmeyen biri, sakat sayılması için ya diğer gözünü de çıkartacak ya da tek ayaklı biri öbür ayağını da kestirecek? Yoksa sakatlık raporu alması imkansız.
Servisi 
Pazar günü Adana'da Çukurova TV'de İçimizdeki Işık programında Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Adana Şubesi Başkanı Halis Kassap, TSD Gaziantep Şubesi Başkanı Hulusi Kalender, dernek üyeleri ve canlı telefon bağlantılarıyla, engelli sorunlarını masaya yatırdık. Amacımız, zor koşullarda yaşayan özürlülerin durumunu yetkililere iletip kanayan yaralarına merhem bulmaktı. Anlatılanları dinledik. Zor koşullarda, üstelik ağır engelli olmalarına rağmen nasıl ayakta kaldıklarına şaşırdık. Ama onlar inatla şaşırtmaya devam ediyor. Azimlerine şapka çıkartılacak engellilerin yaşamları hakkında bilgi almaya çal ıştık. Kısaca bir dokunduk, bin ah işittik. 
