Nihat, annesini boğazı kesilmiş halde görünce adeta çılgına döndü. Genç adamın abartılı acı yakarışlarından şüphelenen bir polis yetkilisi, Nihat'ın çorabındaki kan lekesini fark edince gerisi iplik söküğü gibi geldi. Para için anne katili olan Nihat, dedektiflerden kaçamadı....
Mutlu bir hayatı paylaşmak, bir yastıkta kocamak için nikah memuruna "Evet" demişti Feride ve Hüseyin. Yürekleri yerinden çıkacak gibi atıyor, birbirlerini delicesine seviyorlardı. 1 yıl sonra da mutlu evliliklerini, adını Nihat koydukları meyveleriyle taçlandırmıştı. Ancak kader Feride ve Hüseyin Mutlu'yu bir ömür boyu mutlu olmasını engellemiş, Nihat 5 yaşına geldiğinde korkunç bir kaza bu yuvayı dağıtmıştı. Hüseyin, uzun yıllardır şoförlüğünü yaptığı firma tarafından Kayseri'ye gönderilmişti. Kamyonunun kasasında binlerce ton tomrukla yola çıkan Hüseyin, yolda başına geleceklerden habersiz bir şekilde yedek şoförle sohbet ediyor, bir an önce teslimatı yapıp, ailesine kavuşmayı umuyordu. Ancak Hüseyin'in planları sol şeritten gelen başka bir kamyonun kendi arabasına çarpmasıyla bir anda yok oldu. Hüseyin, hayatının baharında, dünyalar kadar sevdiği eşi ve çocuğundan ilelebet ayrıldı.
TRAFİK KAZASI KURBANI Acı haber Mutlu ailesinin evine bomba gibi düşmüştü. O günden sonra Feride'nin hayatı giderek zorlaşmıştı. Herhangi bir işte çalışmamış olan Feride, hayatını kocası ve çocuğuna adamıştı. Ancak kader ağlarını örüyordu bir kere... Genç kadın, uzun süren yasın ardından artık hayatın gerçekleriyle karşı karşıyaydı. Evin kirası, odun-kömür parası, faturalar ve küçük Nihat'ın masrafları gelip kapıya dayanmıştı. Bu arada komşular da boş durmamış, Feride'ye "kısmet" bulmak için adeta sıraya girmişti. Ancak Feride, Hüseyin'ini bir türlü unutamıyor, Nihat'ı üvey baba eline bırakmak istemiyordu. MERDİVEN TEMİZLİĞİNE BAŞLADI Bir süre ailesinin yardımlarıyla ayakta kalmaya çalışan Feride, artık kendi parasını kazanmalıydı... Bir işe girip, para kazanmak onun için kaçınılmaz bir hal almıştı. Ancak ne iş yapacağını bilmiyordu; mesleği de yoktu. Elinden sadece temizlik ve bebek bakımı gelirdi. Yakın dostlarının da yardımıyla Feride, önce apartmanlara merdiven temizliğine gitti. Bu sırada çalıştığı apartmanlarda oturan kadınlar, Feride'nin dürüstlüğünden ve işinden etkilenmiş olacak ki, kendisine iş vermeyi teklif etti. Feride, haftanın 6 günü ev temizliğine gidiyor, kocasının kendilerini alıştırdığı düzeni yeni baştan kurmaya çalışıyordu. Aldığı her kuruşu dikkatlice harcıyor, bu arada artırdığı paralarla da oğlu Nihat'ın geleceğini kurmak için planlar yapıyordu. Nihat artık ilkokul çağındaydı. Önlükler alındı, defter-kitaplar hazırlandı ve Avcılar'da evlerine yakın bir okula kayıt yaptırıldı. İlk gün Feride'nin Nihat'a gururla bakışları neredeyse okulun duvarlarına kazınmıştı.
İSTENMEYEN ÖĞRENCİ İLAN EDİLDİ Oğlu okuyacak, büyük adam olacak ve ileride kendisine bakacaktı. Nihat da annesinin bu durumundan etkileniyor, ancak yaramazlığından da ödün vermiyordu. Annesinin beklediği başarıyı gösteremeyen Nihat, sürekli okulda sorun çıkartıyor, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından "istenmeyen öğrenci" ilan ediliyordu. Feride, ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette, oğluyla yakından ilgileniyor, ancak bu duruma çare bulamıyordu. Babasız çocuk büyütmenin zorluğunu bir kez daha anlıyordu. Günler günleri, yıllar yılları kovaladı. Zaman su gibi akıp gidiyor, Feride gencecik yaşına rağmen yılların yorgunluğuyla görüntüsünden hep bir şeyler kaybediyordu. Nihat'ın ortaokul ve lise yılları da karışık geçmişti. Feride sürekli oğluyla ilgili gelen şikayetler yüzünden sıkıntılı günler geçiriyordu. Liseyi zorla bitiren Nihat, üniversite sınavlarına dahi girmemiş, kısa yoldan para kazanıp, zengin olmanın hayalleriyle yaşar olmuştu. Alnının teriyle para kazanan Feride ise bu durumdan etkileniyor, oğluna söz geçiremiyordu. Nihat, annesinin kendisi için biriktirdiği paradan almak için sürekli evde kavga çıkarıyordu. Feride de çaresiz, oğluna karşı gelemediği için bütün birikimlerini yavaş yavaş tüketiyordu. Ancak hazıra dağ dayanmazdı. Feride yıllarca çalışıp dişinden tırnağından biriktirdiği paraların oğlunun har vurup, harman savurmasına ses çıkaramıyordu. Girdiği tüm işlerde serseriliği nedeniyle başarılı olamayan Nihat'ın hayatına bir de kadın girmişti. Nihat bu birlikteliği evlilikle noktalamak istiyor, ancak bunun için gereken para bulamıyordu.
İKİ KİŞİLİK HÜZÜNLÜ AİLE Günlerden pazar, aylardan hazandı. Hüzün ise iki kişilik Mutlu ailesinin üzerinden eksik olmuyordu. Anaoğul para yüzünden birbirine düşmüş, Feride çaresizliğin pençesinde ne yapacağını bilmez halde çırpınıyordu. Herkes için pazar kahvaltısı aile saadeti demekken, Mutlu ailesi için büyük bir kavganın başlangıcı olmuştu. Nihat, annesini yine para için sıkıştırıyor, ancak Feride oğlunun baskıcı tutumu karşısında sinirlerine hakim olamayarak, hakaret dolu sözler söylüyordu. TARTIŞMANIN SONU KAVGA Tartışma bir süre sonra kavgaya dönüşmüş, Nihat da istediğini alamayınca çekip kapıyı çıkmıştı. O gece ve ertesi gün eve hiç uğramadı. Feride, bir gün önce tartıştığı oğlunu işyerinden arıyor ancak bir türlü ulaşamıyordu. Ana yüreğiydi ne de olsa... Sıkıntılar içerisinde çırpınan Feride, soluğu karşı komşusu Müşerref Hanım'da aldı. Bir süre dertleşen iki kadın geç saatlerde ertesi gün tekrar görüşmek üzere vedalaştı. Ancak Müşerref Hanım, bunun Feride'yle son vedalaşması olduğunu bilmiyordu. Ertesi sabah soluğu Feride'nin evinde aldı. Ancak o da neydi! Feride'nin kapısı ardına kadar açık ve seslendiği halde içeriden cevap gelmiyordu. Komşu bir süre eve girme konusunda tereddüt ettikten sonra ayağını eşikten içeri attı. Salona doğru yöneldi ve gördüğü manzara karşısında ne yapacağını bilmez bir şekilde feryat etmeye başladı. BOĞAZI KESİLMİŞ Feride, boğazı kesilmiş bir biçimde kanlar içerisinde yerde yatıyordu. İlk şokunu atlatan komşular durumu hemen polise bildirdi. Dedektifler hiç vakit kaybetmeden ihbar aldıkları evin önündeydi artık. İçeriye girdiklerinde şok edici manzara karşısında polislerin bile dili tutuldu. Deneyimli emniyet mensupları, ilk izlenimlerini hemen aktarmaya başlamıştı. Cinayetin basit bir hırsızlık nedeniyle işlenmediğine kanaat getiren uzmanlar, evde boğuşma izine de rastlamamıştı. Belli ki cinayet sessizce işlenmişti. Gözler hemen Feride'nin yakın çevresine çevrildi.
KOMŞULAR BUNA İNANAMADI Bu arada kurbanın oğlu işyerinden aranmış ve eve gelen Nihat, gözyaşları içerisinde annesinin cansız bedenine sarılmıştı. Ancak Nihat'la ilgili ayrıntı bir dedektifin gözünden kaçmamıştı. Cinayet Masası dedektifleri Nihat'ın çorabındaki kan lekesini fark etti. Bir oğul annesini nasıl öldürürdü? Dedektifler bu düşünceyi ihtimaller dahilinde düşündü ve Nihat'ı gözaltına aldı. Komşular biraz haylaz olmasına rağmen Nihat'ın annesinin katili olamayacağı konusunda dedektifleri ikna edemiyordu. Ancak dedektifler Nihat'ı sorgulamaya kararlıydı. KANLI BIÇAKTAKİ PARMAK İZLERİ Nihat sorgulama sırasında sürekli annesinin katili olmadığını söylüyor, gözyaşları sel olup akıyor, ancak çorabındaki kan lekesini bir türlü açıklayamıyordu. Ancak Feride'nin boğazını kesen bıçak, Nihat'ın doğruları söylemediğini gösteriyordu. Çünkü suç aleti bıçağın üzerinde Nihat'ın parmak izleri vardı. Polisin işi artık kolaydı. Nihat bu önemli "ayrıntıdan" sonra suçunu itiraf etmeye karar verdi. Annesiyle para yüzünden sürekli tartıştıklarını söyleyen Nihat, cinayeti neden işlediğini anlatmaya başladı: "O sabah da annemle para yüzünden tartışmıştık. Bana sürekli müsrif olduğumu söylüyordu. Artık bana para vermeyeceğini söyleyince kendimi kaybettim. Mutfaktan aldığım bıçakla boğazını kestim." Polislerin kendisini bu kadar kolay yakalayacağını tahmin etmediğini düşünen Nihat ifadesine şöyle devam etti: "Cinayeti işledikten sonra üzerimi kontrol etmiştim. Ama çorabımdaki kan lekesi hiç dikkatimi çekmedi."
DİKKATLİ DEDEKTİFLER Peki nasıl olmuştu da katil, çorabındaki lekeyi fark etmezken, dedektiflerin dikkatini çekmişti? Dedektifler olayı şöyle anlatıyor: "Hırsızlık amacıyla girilip, cinayet işlenmiş olsaydı dağınıklık olurdu. Ölen kadının oğlu olay yerine geldiğinden beklediğimizin üzerinde bir tepki ve manzarayla karşılaştık. Nihat'ı göz hapsinde tuttuk. Son olarak da çoraptaki kan lekesini fark ettik. Olay da böylelikle çözüldü."