Kemoterapi alan hastalarda saç dökülmesi ve görme bozukluğunu engelleyen, doğum çatlaklarını, selüliti, sedefi ve daha pek çok hastalığı iyileştiren Ozon'un neleri iyileştirdiğini okuduğunuzda inanamayacaksınız....
Ozon gazının insan sağlığına faydalarını ilk öğrendiğimde açıkçası duyduklarıma pek inanamadım. Çünkü öyle şeyler anlatılıyordu ki, 'Yok canım, o kadar da olamaz' dedim. Hatta, 'Madem bu kadar işe yarıyor bu gaz, neden şimdiye kadar kimsenin haberi olmadı? Neden insanlar bundan faydalanamadı?' diye sordum. Kime mi? 40 yaşında, tıp bilimiyle benden fazla yakınlığı olmayan birisine; Bülent Keskin'e. Bülent Keskin, 'Ozon Club' adlı bir ozon terapi merkezinin sahibi. Bu işe başlama sebebi ise çok enteresan. 57 yaşında annesini, 52 yaşında da dayısını kansere kurban veren Bülent Keskin'i yaşadığı kanser korkusu, ozon gazıyla tanıştırmış ve bu günlere getirmiş. "Ben aslında reklam promosyon ve tekstil işleriyle ilgileniyorum" diyerek söze başlayan genç işadamı, bakın nasıl anlatıyor ozon gazıyla tanışmasını ve '40 yaş azgınlığı' olarak tanımladığı ozon terapi merkezi açışını...
OLMAZ BÖYLE ŞEY! "Sağlıkla ilgili çok önemli noktalar oldu hayatımda. Genç yaşında dayım ve annemi kanserden kaybettim. Şöyle söyleyeyim; annem çok bilinçli bir insandı. 6 ayda bir mamagrofi çektirirdi. 6 ayda bir tetkikleri yapılıyordu. Yani çok bilinçli bir kadındı benim annem. Ancak annemin doktoru, mamografiye bakarken parmağını, çok dipte kalan kitlenin üzerine koydu. Yani, görünmesi gereken kitle parmağın altında kaldığı için doktor tarafından görülemedi. Bu da annemin ölümüne sebebiyet verdi. Teşhis konulduğunda kafatası kemiklerinden ayak baş parmağı kemiklerinin tamamına kadar yayılmış bir şekilde ortaya çıktı kanser. Yapılacak bir şey yoktu. 3 ay içinde de sonu oldu zaten. Normal bir insana göre ben tam 5 kat daha fazla kanser riski taşıyorum. Bu yüzden çok araştırmalar yaptım. 'Ne çayı içsem beni biraz daha korur?', 'Domatesi bol yiyeyim de, kanserden korunayım' demeye başladım. Ama alkol kullanıyorum, sigara kullanıyorum, İstanbul'da yaşıyorum bir defa, en başta zehirleyici neden o. Çünkü bu şehirde çok az oksijen var. Her an egzoz soluyorum. O yüzden de her tanıştığım hekime, sağlıkla ilgisi olan herkese durumumu anlatıp, 'Ya ben nasıl korunayım, ne yapayım?" diye sordum.
BANA MI KALDI? Derken, bir gün bir doktorla tanıştım, adı Göksel'di. Ozon terapiden bahsetti bana. Dedim ki, bu adam ne kadar doğru olabilir ki? Çünkü son zamanlarda etrafımızda gördüğümüz olaylarla insanın insana güveni kalmıyor. Bu yüzden ben, tıpla hiç alakası olmayan bir adam, gerçeğe ve tıbba dayalı bir iş yapmak istediğimden bu hekimi çok fazla ciddiye almadım önce. Dedim ki, 'Bir şey bu kadar çok yararı olup da, tıp camiası tarafından bu kadar az bilgi taşıyamaz' diye düşündüm. 'Bu iş bana düşmez, ben kimim?' diye düşündüm. O arada şu anda kurduğum Ozon Club Terapi Merkezi'nin binasını satın almıştım. Yaptığım detaylı araştırmalar sonunda ozonun faydalarını öğrenince eşim Banu'ya 'Ben burayı ozon terapi merkezi yapacağım. Bütün aletlerini de alacağım, bu ülkede bu işi yapacağım' dedim. Ama o, 'Sana mı kaldı bu işi yapmak? O kadar hekimin kafası çalışmıyor da, senin kafan mı çalışıyor?' dedi. 'ALLAH'IN NEFESİ Sonrasında daha da derin araştırmaya girdim. Ozonla ilgili ne varsa her şeyi okumaya başladım. Baktım ki, Göksel Bey yalan söylemiyor. Aldığım bilgiler o kadar net, o kadar kati, o kadar kesin ki, tartışma götürmez. Dünyadaki yaşamın yegane sebebi ozon. Latinler, yüzyıllar evvel 'Allah'ın nefesi' olarak bunu tanımlamışlar, yazmışlar. Kleopatra yüzyıllar önce bunu keşfetmiş, bunu kullanmış. Yağmur suyuyla yıkanmış. Büyük demir leğenleri atarmış bahçesine. Demir leğen şimşeği çeker. Orada su birikiyor, biriken suda da şimşek patlıyor. İşte o zaman ozon oluşuyor. Ozonun oluşma anı o. Yüksek gerilimle oluşan bir enerji, gazdır ozon. O2 elementinin O3'e dönüşmesi bu şekilde gerçekleşiyor. Çok büyük yağmurlu havalarda deniz kenarında havayı içimize çekeriz. Muhteşem bir kokudur o. İşte o koku ozondur. 1926 yılında Alman profesör Dr. Otto Warbrug kanserin vücuttaki hücrelerin oksijen alımının yetersizliğinde geliştiğini kanıtladı. Bu konudaki çalışmaları ile 1931 ve 1944 yılında Nobel ödülü aldı. Demiş ki, adam şeker kanser hücresini besler, ozon kanser hücresini öldürür. Bu kadar net.
SEDEFİ İYİLEŞTİ Sonuçta kararımı verdim ve birkaç ay önce ozon terapi merkezini açtım. Araştıra araştıra, bulduk her şeyi getirdik, kurduk merkezi. Türkiye'de ozonu bilen hekim arkadaşlarımız burada hizmet veriyor. Kanser hastalığından selülit tedavisine, diyabetik hastalıklardan, geçmeyen yaralara, (ki ayrı bir birim olarak yara bakım merkezi kuracağız) kadar her türlü hastalığa etkili tedavi yöntemi uyguluyoruz. Bir ameliyat ne kadar gerçekse, ozon terapi de o kadar gerçek. Eşim Banu sedef hastası. Ramazan'dan önce 5 seans ozon aldı, Ramazan'la birlikte ara verdik. 5 seansla yüzde 70 iyileşme görüldü. Bütün dirsekleri kaval kemiklerinde, dizlerinde ve ayak bilek noktalarında sedef vardı. Dirsekler geçti, dizler geçti, kaval kemikleri geçti. İlk başladığı noktalarda, yani ayak bilekleri seviyesinde şu anda sedef. Ki, şimdi tedaviye devam edeceğiz, bunlar da geçecek.
VÜCUT SOLUK ALSIN Sağlıklı bir insanın yılda 1 defa 1 aylık süreçte, 10-12 seans yani haftada 3 gün ozon tedavisi görmesi faydalıdır. Seanslar 7-8 dakika sürüyor. Sauna da alınırsa 45 dakika. Tüm vücudu oksijelendirmek adına bu kadar yeterli oluyor. Oksijeni havayla soluyarak alabiliyorsunuz. Bu oksijeni de ana organlarınız alıyor. Ama ozonda en ufak kılcallarınız bile oksijen alıyor. Bir kan yıkama işlemi yapılıyor. Alınan kan ozonlanıp size tekrar geri veriliyor. Bunun seansı 125 YTL. Kapsül-saunanın seansı ise 50 YTL. Ozon tedavisinde her hastalıkla savaşmak mümkün. Türkiye'de bu işle en fazla uğraşan isim Onkolog Dr. Murat Baş'tır. Dr. Baş bu yüzden bu kadar çıldırmış. Özellikle kanserde inanılmaz etkileri oluyor. Kemoterapi alan hastalardaki saç dökülmesi ve göz sorunlarını ortadan kaldırıyor. Avrupa'da 8 bin tane ozon gazı tedavi merkezi var. Tüm dünya bunu biliyor ve uyguluyor. Michael Jackson, her gittiği yere önce ozon kapsülünü kurdurtuyor. Otele gittiğinde her gün 1-2 seans alıyor. Çünkü çok uzun yaşamak istiyor Michael Jackson. Ayrıca ozon gazının beyazlatma özelliği var. Vücuttaki ameliyat izleri, yaralar, güneş lekelerinin yok olduğunu görüyorsunuz tedavide. Aslında ozon gazı tedavisi bizim ülkemizde de uygulanmıyor değil, uygulanıyor. Bakın, Türkiye'de ilk ozon terapi uygulatan insanlardan birisi Süleyman Demirel'dir. Mesela Deniz Baykal, Tansu Çiller. Ama yaygın olarak bilinmemesinin sebebi; bazı şeyleri kimileri A Plus'ta tutmak istiyor.
RANT ELDE EDİLİYOR Benim söylediğim rakamların 2-3 mislini alıyorlar tek hastadan. Bugün eğer bir Deniz Baykal'a, bir Ajda Pekkan'a ozon terapi uyguluyorsanız, onun rakamlarını artık siz düşünün. Eğer bunu halka indirirseniz sizin özelliğiniz biter. Her şey ilk bulunduğunda en çok rantı sağlar ya. Bu o yüzden bildirilmiyor.