Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 13 Ekim 2007  

İyi bayramlar aktör Münir-1



Münir Özkul, aktör yani tepeden tırnağa, ilikten kana, hücresinden alyuvara aktör adam Münir Özkul. Hepimizde ondan bir parça var. Hepimizden bir parçayı da o çoktan almış, basmış bağrına. Sonra on yıllara yayarak gıdım gıdım geri vermiş bize. Sesiyle, duruşuyla, oyunuyla bize kendimizi "iyi hissettiren" bir adam oluşu işte bu nedenden olmalı. Sahi ne yapıyor bu büyük aktör bu bayramda? Gidip elini öpüp sevgi saygı sunalım mı? Şeker verir mi bize? Harçlık atar mı?.. Haydi buyrun "düş gibi güzel" söyleşiye.

Paşa torunu olarak doğdu. Sanatın apoletsiz ama kavuklu paşası oldu.
Şimdi 82 yaşında bir aktör o. Evinde "kar topluyor". Bir gün yeniden, göklerden boca olacak.
Münir Özkul'la 'düş gibi' güzel bir söyleşi yaptım. Duyduklarım da güzel bir 'düştü' sanki.

- Milliyet Sanat'a fotoğraflar çekerdim bazı bazı... Orada adınız geçtiğinde Zeynep Abla (Oral) "Çocuklukla bilgelik arasında bir büyük yetenek" derdi sizin için. Büyüdü mü o çocuk artık?
-
Nerdeee! O çocuk hep aynı yaşta, aynı afacanlık, ele avuca sığmazlık içinde. Gözü hep sokakta, topta, topaçta...

- İnsanlar 65 yaşına gelince emekli oluyor. Sizin sadece sahne hayatınız 65 yıl Münir Abi.
-
Eeee, zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır.

- Ben eski bir Bakırköylü hem de Bakırköy Halkevi elemanıyım. Folklor de oynadım, amatör tiyatro da yaptım. Rahmetli Orhan Tuğsavul, Kadir Taymaz gibi ustalarımız söylerdi. "Halkevi'nin temellerinde Münir Özkul gibi sağlam direkler vardır" derdi.
-
Doğru söylemişler. Çok emeğimiz var Halkevi'yle birbirimizin üzerinde.

- "Çok dirayetli, değerli, önemli bir paşanın torunudur" da derler. Şehir efsanesi mi bu, gerçek mi?
-
Gerçektir. 1925, paşa torunu olarak doğdum. Askere yazılmamı isterlerdi ben Halkevi'ne yazıldım. Sonra Tiyatro Ses'te birkaç küçük rol, sonra Küçük Sahne'ye geçiş.

- Efsane kadro yani?
-
Hem de ne efsane. Sadri Alışık, Cahit Irgat, Nevin Akaya, Şükran Güngör. Orada Muhsin Ertuğrul Bey'in yönettiği Steinbeck'in eserini, 'Fareler ve İnsanlar'ı oynadık, yer de yerinden oynadı.

- Sinemaya da arkadaş hatırına ve tamamen tesadüf geçmişsiniz değil mi?

SETİ ZİYARET ETTİ VE...
- Rejisör Sırrı Gültekin çocukluk arkadaşımdı. Hep setine davet ederdi. Bir gün çok ısrar edince gittim seyretmeye. Sırrı henüz 1.asistan. Ben de askerim. Vatan Yahut Namık Kemal'i çekiyorlar. Üstümde üniforma var ya, geldi, "Bak kıyafetin de hazır, gel ufak bir rolü sen oyna" dedi. Kıramadım. Güzel bir hatıramız olsun diye geçtim kameranın karşısına. (gülerek) Bir daha da hiç ayrılmadım zaten.

- Rekor sayıda film varçektiniz?
- Rekor mudur bilmem. 400'e yakın olduğunu biliyorum ama.

- Başroller de oynamışsınız bir dönem...
- Öyle çok da ahım şahım şeyler değildi. Ben kompozisyon oyunculuğunu seviyorum daha çok.

- Kötü adam oynadığınızı biz mi hiç görmedik yoksa zaten yok mu?
- Bazen öyle roller geldiği oldu. Arzulamadım. Sitemler hatta aforoz etmeler bile oldu. Babamdan kalan tabloyu sattım yine direndim.

- Gidip iş isteseniz kim iş vermezdi ki size abi?
- Fıtratımda yok öyle bir şey. Daha önce de işsiz kaldığım olmuştu. Mesela hayatımın en güzel günlerini geçirdiğim Küçük Sahne 1957'de kapanmıştı. Muhsin Bey Devlet Tiyatroları'nın başına geçmişti. Kendime iş aramasını beceremedim. Mahcup bir yapım var. İşler baştan beri bana gelmişti. Şanslı bir adamım sanıyorum. (gülüyor) Kimbilir belki de yetenekliydim.

BİR KAVUK 'DEVREDİLDİ'
- Müsahipzade Celal'in bir romanı vardır hani.
- Hangisi?

- "Bir Kavuk Devrildi"
- Harika bir romandır. Sonradan filmi de harika çekildi. Necdet Mahfi Ayral senaryosunu yazdı, Muhsin Bey yönetti. Hazım Körmükçü, Vasfi Rıza Zobu, Muammer Karaca, Halide Pişkin, Sami Ayanoğlu, Muazzez Arçay oynadı.

- Sizin hikayenizde kavuk devrilmiyor, devrediliyor; rahmetli Dümbüllü İsmail'den.
- Onun hikayesi çok matraktır aslında.

- Nasıl abi?
- Duymadınsa anlatayım. Hoş hikayedir

- Keyifle dinlerim abim...

TIRAK GELDİ
- Sadık Şendil'in Kanlı Nigar'ını oynuyoruz. Müthiş sükse yapmış temsil. Kapalı gişeyiz her gece. Bir defasında oyunun ortasında tırak geldi bana.

- !!!!!!.
- Tırak. Yani tiyatroculara olur bu. Bir an aklından repliğin gidiverir. Öyle kalır, hatırlayamazsın.

- Eyvah!
- İbiş rolünde repliği unuttum, donakaldım. Herkes bana bakıyor, ne yapacağım diye bekliyor.

- Ne yaptınız?
- Avazım çıktığı kadar bağırdım

- !!!!!
- Oynamıyorum diye haykırdım.

- Ne oldu sonra peki?
- Sonradan toparladık tabii. Meğer rahmetli Dümbüllü de oradaymış. Ertesi sabah "Başındaki o fesi bir daha giyme. Sana kavuğumu veriyorum" dedi. Gururlandırdı beni.

- Yaşarken devredilen bir miras gibi artık o kavuk değil mi. Siz de Ferhan abiye (Şensoy) devrettiniz sanırım.
- Öyle oldu, layığı oydu çünkü.

FİLM ŞERİDİ GİBİDİR HAYAT
- Orhan Aksoy'un "Fakir Kızı Leyla" filminde evin kahyası rolündeydiniz, sonra uzun zaman o tipleme yaşadı.
- Evet cuk oturdu o rol çünkü. Defalarca oynadım ardından.

- Hep eve gelen fakir genç kızı bir hanımefendi olabilmesi için eğittiniz.
- (gülerek) "Fakir Kızı Leyla"da kıza yürüyüş dersi verebilmek için kadın kılığına bile girdim.

- Bilmez miyim. Kezban Paris'te filminde de genç kızı bir kuğu haline getirdiniz. Ayşecikli filmlerde huysuz dede oldunuz. Bastonla çocuk kovaladınız. Sonra Gülşah'ın da dedesi olup torununuza yeni bir anne bulmak için elinizden geleni yaptınız.
- İyi hatırlıyorsun bravo.

- Unutulur mu o filmler abi?

ÖMRÜMÜN EN MUTLU ANI
- Mafya bile oldum ben biliyor musun?

- Bilmem mi. Yanılmıyorsam Hülya Koçyiğit ve Ekrem Bora'nın, "Seni Seviyorum" filmiydi. Bir de Zeki Müren'li filmlerinizden "Gurbet"i severim.
- Evet balıkçıydım orada da.

- Ama Ertem Eğilmez'li, Kartal Tibet'li seriler baş yapıtlar değil mi?
- Onların yeri bambaşka elbette. Arzu Film yılları da ömrümün sinemadaki en mutlu zamanıdır.

- Gülen Gözler, Bizim Aile, Mavi Boncuk. Fakir ama onurlu bir baba, Yaşar Usta.
- Ey gidi günler, diyelim.

- Demeyelim daha Hababam Sınıfları var. Kel Mahmut var.
- Filmlerle birlikte hayat da film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden.

TELEVİZYONA UZAK DURDU
-90'lı yılların ikinci yarısından sonra televizyonlar ağır basmaya başladı ama siz serin durdunuz sanki.
-
Önce öyle yaptım. Sonra Kandemir Konduk "Ana Kuzusu" diye bir dizi yazdı. Perihan Savaş ve Ayşen Gruda ile birlikte rol aldım orada.

- Jübile de yaptınız aynı yıl?
-
Evet Atatürk Kültür Merkezi'nde jübilesini yaptım ve sahneye 'elveda' dedim.

- Abi bunca emeğe rağmen hiçbir zaman çok paranız olmadı değil mi? Evinizi bile o jübilenin geliriyle almışsınız. Gerçek sanatçılık böyle bir şey mi?
-
(mağrurca) Boşver bunu.

- Sonra aynı yıl Veli Çelik "Ay Işığında Saklıdır" televizyon filmini çekti. Nasıl ikna etti sizi de oynadınız?
- Sevdim o projeyi. Aydan Şener ve Toprak Sergen'le oynadık. İyi çocuklardı. Zaten 2 yıl sonra da Hamdi Alkan'ın "Reyting Hamdi"sinde Yarmagül' tiplemesinin dedesi rolünü aldım ama çok sürmedi o da.

- Son film hangisiydi peki?
-
2000 yılında Serdar Akar'ın çektiği "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" oldu son filmim. Güzel film yaptı oğlan.

- 26 Mart 2005'de İstanbul Beylikdüzü Academia Center içerisinde "Münir Özkul Sahnesi" açıldı. Gurur verici olmalı?
- Olmaz mı? Çok gururlandım elbette. Sen nasıl hatırlıyorsun bu tarihleri gününe kadar?

- Nasıl hatırlamam usta. 26 Mart benim doğum günüm. 27'si de Dünya Tiyatrolar Günü. (gülüşmeler)
- Az değilsin sen de ha!

- Abi bir de kitap var sizin için yazılan. "Zaten Aktör Dediğin Nedir ki" adlı...
- Evet. Kızım Güner çok ilgilendi, çok çabaladı o iş için. Eşin dostun da yazıları var hakkımızda.


SAVAŞ AY

DİĞER SAKLAMBAÇ HABERLERİ
Biz unutmadık ya siz!Hayat bayram olsa
İyi bayramlar aktör Münir-2Kariyer şık kadın seviyor
Şov 'sonsuza' kadar sürecekSinüsler de kalp...
Müjde Ar ikinci kez "Afife Jale"'Kırmızı' cazibe
Takın takıştırın...Beklentilerin çok üzerinde
Boynunuzdaki kırmızı zarafetAtmosferin tadına varın
Yöresel damak tatları: BitlisEtkinlik takvimi
Acil servisAşk mesajları
Çelebi Çiçek ile tarot kartları
GÜNCEL
Takvim Takvim Şehit Fetullah'ın köyünde
Saliha Ana konuşurken yılan dili pıçaklar saplanıyor böğrümüze...
Dualar huzura
Dayağa hakaret normal
Ömre bedel aşk
Bayram sağolsun
Gurbette mucize
Tuğçe Abla'larını unutmadılar
SPOR
Parçala Parçala Türkiyem
17 puanla ikinci sırada yer alan Ay-Yıldızlılar, Almanya'da 5-0...
Destek çığ gibi
Moldova'dan güçlüyüz
Carew'den yeşil ışık
Polat vageçmiyor
Toraman müjdesi
Buruk bir bayram
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Kuvvetli Sağanak Yağışlı 21°C 16°C 
ANKARA Çok Bulutlu 23°C 14°C 
İZMİR Yer Yer Sağanak Yağışlı 22°C 17°C 
ANTALYA Yer Yer Sağanak Yağışlı 29°C 16°C 
ADANA Yer Yer Sağanak Yağışlı 28°C 19°C 
EKONOMİ
IMKB E: 58.053,400 D:% 1,11
DOLAR S: 1,191 D:% -0,04
EURO S: 1,691 D:% -0,03
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
MAGAZİN
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu
Shuanda Bildiriyor Blogomania Hepoku