Nev, 3 yıl aradan sonra 3. albümü Işığım ve Gölgem'i çıkardı. Şarkı sözleriyle yüreklere dokunan Nev, mütevazılığıyla da farklı bir yerde....
Değişik soundları harmanlayan müzik tarzı ile kulaklara, şarkı sözleriyle gönüllere hitap eden Nev, 3 yıl aradan sonra sevenleriyle buluştu. Üçüncü solo albümü 'Işığım ve Gölgem'i piyasaya süren sanatçı, yeni albümünü "İstedim ki deniz gibi olsun. Hem sığ hem derin olsun. Sanmayın başkadır niyetim, sadece kucaklamak istedim" diyerek anlatıyor. Yeni albümündeki 12 şarkının söz ve müzikleri kendisine ait olan Nev, 'Aşk Meydanı' şarkısında ilk kez rap yaptı. "Ben bu toprağın çocuğuyum, ille de bu topraklar" diyerek Türk kültürüne olan hayranlığını dile getiren Nev, sadece tarzı ve muhteşem sözleriyle değil mütevazı kişiliği, duruşu ve sanata bakışıyla da rakiplerinden farklı bir yerde olmayı başarıyor. Özellikle şarkı sözleriyle sizi kendisine hayran bırakan Nev, bunu nasıl başardığını şöyle anlatıyor: "Rabbim bana bu yeteneği verdi. Ben de yaşadıklarımı, çevremde yaşananları cebimdeki kelimelerle anlatmaya çalışıyorum." İşte magazin basınından uzak duran, kendisini işine ve müziğe adayan bir sanatçının cümleleriyle Nev-i şahsına münhasır Nev...
HAYATINI KİRALIYORDU
* İş hayatımda orta düzey yöneticilik yapıyor, bir yandan müzikle uğraşıyordum. Memur çocuğuydum. Böyle bir düzende "İstifa edip müzikle uğraşacağım" diyemiyorsunuz. O dönemde kadın göbeğinden zeytin yiyenler varken "Bu işten para kazanabilir miyim?" diye düşündüm. Bir akşam "Hatırlıyor musun kim olduğunu, hâlâ hissedebiliyor musun, ne zamandır farkında mısın yokluğunun, arasan bulur musun kaybolduğun yerleri" dedim kendime. Böylece 'Bazen'in sözleri çıktı. Gerçekten kaybolduğum yerleri bulamaz hale gelmiştim. Sabahın köründen akşama kadar hayatımı kiraladığımı fark ettim. İnanarak bir işi yapmaktansa hayatımı kiralıyordum. Ve bunun karşılığında aldıklarım beni mutlu etmiyordu. Ömür boyu arkasında durabileceğim şeyler değildi bu iş hayatı. O zaman kendime "Yanlış iş yapıyorsun" deyip ilk albümümü yaptım.
* Osmanlıca kelimeleri kullanmaktan büyük zevk alıyorum. Bizim topraklarımızın müzik tavrı, üslubu farklı. Cibran'ın bir lafı vardır: "Lavta aynı lavta ama teller ayrı". Müzikte de gitar aynı, teller aynı, anlattığınız mevzular aynı ama anlatıldığı yer başka. Mesela kelimelere baktığımda 'hayal kırıklığı' çok düz bir kelime geliyor bana. "Sükut-u hayal" birçok anlamı içeriyor. Hayal kırıklığının suskunluğu içerisindeki kargaşanın tarifi bence bu kelime. Ben sadece kendimi en doğru ifade edecek içerikleri seçiyorum ve onları en doğru ifade müzik tarz üslubuyla sunuyorum. HAYATA DAİR HER ŞEY VAR
* Bu kelimeleri bulmam demlenmekle ilgili. "Bana ilham geldi" diye bir şey yok. Aşk hikayesi yazarsanız bu doğru olabilir. Ama albümümde romantizmle gerçekliğin çelişkisi ve bunun sonucunda oluşan sarsılmalar, bencilleşmeler, zenginleşmeler, ironiler, zıtlıklar ve duvarlara çarpmanın insanı nasıl etkilediği kısacası hayata dair şeyler var.
* İlk albümümdeki 'Her Şeye Rağmen'i engelliler için yazmıştım. Sonra baktım ki engeller aslında kendi içimizde.
* Son albümümdeki 'Kör Kuyular' ve 'Kelebek' şarkıları tamamen hayata dair şeyler anlatıyor. Ama bunları yazmak için cebinizde kelimelerinizin olması lazım. Kelimeleri doğru kullanacak tarzı sizden önceki ustalardan gözlemlemiş ve kendi içinizde sindirmiş olmanız lazım. HZ.MEVLANA'YA İLGİ
* Kendimizi Batı'dan ilham alarak tarif etme derdimiz vardı. Böyle bir şey yok. Bizim değerlerimizden çıkan içerikler daha samimi ve daha yakın oluyor.
* Eskiden arabeskçilerle rockçılar soğuktu. Şimdi bir arada çok güzel şeyler yapıyorlar. Yıllardır pas geçtiğimiz imkanlar varmış. Bütünü kucaklayacak bir tavır oluşturamamışız.
* 'Efkarlıyım' klibim için Galata Mevlevihanesi'nden yardım aldık. O klipteki her şeyin evrensel bir mesaj verebilmesi için uğraştık. İnsanlar biraz ellerindeki keyfi merak etsinler istedik. Ve bu işi edebince yapmaya çalıştık. Çünkü bu işin kapısı edeptir. Hz. Mevlana diyor ki, "Ben peygamberin ayağının tozuyum. Her kimse benim söylediklerimi farklı yansıtırsa ben ondan şikayetçiyim" diyor. Tabii ki herkes istediğini yapar ama mistik ve özel olan duygulara dokunmayın.
* Benim için müzik, vahdetle kesret arasındaki köprüdür. Ben niye hediyeli bir adamım? İşte bu yüzden, hayatın bana verdiklerini geri vermek istiyorum. Bana vermedikleriyle çarpışmak yerine dünya haliyle ahiret hali arasındaki dengeyi kurmak ve kendimi zenginleştirmek amacım. Benim imtihan edildiğim şey bu. Önemli sözleri kullanarak onu yıpratmak değil. 1 MİLYON DOLAR OLSA...
* Kafan geliştikçe evren sana başka bir kapı açıyor. Cebime 1 milyon dolar koyarsam daha iyi albümler yapabilirim. Ama kendi stüdyomda yaptım albümümü. Sözlerimi müziklerimi kendim yaptım.
* 'Işığım ve Gölgem' albümünden önce fotoğrafçılığa merak sarıp 'gölge' kavramını inceledim. Gölgede; eksik yanlarınız, bastırdığınız kırgınlıklarınız gibi bir sürü şey var. Biz de eksik yanlarımızla yüzleşmeli ve bizi daha iyi bir insan yapmasına izin vermeliyiz. Toplum olarak bakılınca azınlıklara sahip çıkmalıyız. Gölgemizin de kendi gölgemizin olması lazım. Mistik olarak da nefsimizi terbiye etmeliyiz. Rabbim niye yaratmış insanları? Neyle bileceksin kendini? Nefsinle. Mücadelede onu daha yücelteceksin. "Küçük adamların gölgelerinin büyüdüğü yerde güneş batıyor demektir" diye bir atasözü var. O yüzden benim ışığımın gölgemden her zaman büyük olması lazım. Gölge, öyle bir şeydir. Seni sana anlatmaya çalışır. Aklın firaridir, ama eninde sonunda döneceği yer aslından öte değildir. Her şey aslına erecek. İLK KONSERİ 13 EKİM'DE
* Son 5 yıla bakıyorum. Rokçı diye geçinenler, abuk sabuk saçlı adamlar ve eski şarkıları önüne getiren kişiler var piyasada. Ilıman İslam'la yönetilen bir ülkede iki şarkı var çok dinlenen, biri 'Allah Belanı Versin.' Dini kullanan, belden aşağıya vuran adamlar var. Biz o kadar özel bir ülkede yaşıyoruz ki; bu ülke daha iyisini hak ediyor.
* İstanbul'daki ilk konserim 13 Ekim'de Balance'da olacak. Bundan sonra da Türkiye'nin pek çok ilinde konser vereceğim. Programlarımın tamamı da "www.nev.com.tr adlı internet sitesinden yayınlanacak.