Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 29 Eylül 2007  

Gazi'yi terk eden meçhul sevgili

Adı; Rafet Süreya Iris Worley. 1926'dan 1927'ye kadar Atatürk'ün sevgilisi olduğunu iddia etti İşte Süreya Hanım'ın anılarından süzülen, hafızalardan silinmeyecek hikayesi....



Hayatının son yıllarını İstanbul'da yaşadı. Bir apartman dairesinde, üzerine tek tek şeffaf naylonlar geçirilmiş eşyaların doldurduğu salonunda Atatürk ve gençlik fotoğrafının yan yana asıldığı duvara dayanmış bir koltukta, anılarıyla dertleşerek... İşte Rafet Süreya Hanım'ın 89 yaşındayken anlattığı o 'meçhul sevgili' yılları ve hayatı...

Oteline davet etti

11 yıl Berlin'de müzik eğitimi gören, Almanca adıyla 'Zeugnis Des Sternschen Konservatoriums der Musik'in Berlin'den diploma alan Rafet Süreyya Hanım, Türkiye'ye geliş hikayesinden şöyle bahsediyor: "Berlin'deki Türk talebeleri olarak parasız kaldık. İstanbul'a geldik. Maarif'e gittim. Dediler ki, Ankara'ya gitmeye mecbursunuz. Maarif vekili çok iyiydi, yardım etti..." Meçhul sevgilinin, Atatürk ile karşılaşmalarına neden olan tesadüf ise Ankara'da gerçekleşiyor: "Gazi dışarı çıkmış, Meclis-i Mebusan'a gidiyor. Ben de otelden, talebelerle geldim. Maarif vekili ile görüşeceğim. Gazi'yi gördüğüm gibi yanına gittim, şaşırdı. Resim var yanımda. Bizim beraber resmimiz var." Rafet Süreyya Hanım, Gazi'nin fotoğrafını imzalarken çekilen resmi büyük bir titizlikle saklıyor. İkiye kırılmış bu fotoğraf, ikisinin karşılaştıkları ilk tesadüfi anın, tesadüfi belgesi... Bu karşılaşmayı bir gün sonranın gelişmeleri izliyor: "Nerdedir bu, demiş. Demişler ki, talebedir. Ankara'da otelde bekliyor. Gece otomobilini yolladı. Beni davet etti. Öylelikle işte. Artık beni koyvermedi, bitti."

Liderin kadını...

Rafet Süreya Hanım'ın 'bitti'den kastı, Atatürk'le 1926'dan 1927'ye kadar süren 1 yıllık beraberliği yüzünden askıya aldığı talebeliği ve alıştığı Avrupa hayatı. Başlayan ise genç bir ülkenin, dünyanın gözlerinin üstünde olduğu lideriyle birlikte yaşayan kadın olarak bambaşka bir şey... Meçhul sevgili o dönemlerden şöyle bahsediyor: "Çok sevdi ama, kıskanan, karışan çok oldu. Birlikte masada oturuyoruz. Kimisi diyor ki, 'aman evlenme sen bununla'. Ben Avrupa'da yetiştiğim için öyle evlenme düşüncelerim yoktu. Ben 22-23 yaşındaydım. Latife Hanım'dan da uzaktı. Bizimki 1926'dan 1927'ye kadar sürdü. Ben düşünmezdim ama, etrafındakiler düşünüyor, söylüyorlar. Sakın evlenme! Latife Hanım'la da bozulmuştu ya. O zavallı kadın çok çekti..." Rafet Süreya Hanım, "Beni çok sevdi, çok kıskandılar, düşman oldular" diye anlattığı anılarına devam ediyor: "Bir tanesi Afet'ti. Tabii dehşetli kıskanıyor. Bir ay evvel onunla birlikteymiş. Beni gördüğü an bıraktı. Gayet tabii, kıskanıyor değil mi ya?"Atatürk ile yaşadığı beraberliği sırasında etrafında ne kadar çok kadın olduğuna dair hatıralar canlanıyor meçhul sevgilinin aklında. Yalnızca bunlar da değil, önce Ankara'da "Çankaya pek güzel bir yer değildi" diye tarif ettiği evde oturdukları, sonra Atatürk'ün kendisini İzmir'e götürdüğü ve tarihle çakışan anıları da: "Onun 3 tane defteri vardı. Fransızca, kendisinin yazdığı. Katibi Tevfik Bey'e 'oku' derdi. O, Fransızca bilmezdi. Bana verirdi, 'bak görüyor musun, ne güzel okudu' derdi. İşte kıskançlık çıkardı dehşetli."

"Beni çok ağlattı"

"İzmir'e gittiğimiz vakitte, yolda öldürmek istemişler. Hemen büyük mahkeme oldu. Büyük paşaları İstanbul'dan getirdiler, mahkemeye çektiler. İzmir'de beni okula yerleştirdi. O, 'filanca işim var' diyor. 'Dönüşte seni alırım' dedi." Rafet Süreya Hanım, "Atatürk'ü sevdiniz mi?" sorusunu şöyle yanıtlıyor: "İyi, ama beni ağlattı. Gelen arkadaşları durmadan masada kavga ederdi. Yalnız bir sefer yanımda Bu, seni öldürür' dediler. Benmişim öldürecek olan! Kalktı, el çantamın içine bakıyor. 'Sakın beni öldürme, bende revolver var' dediğinde benim için bitmişti. Başladım ağlamaya, dehşet ağlamaya. Gönder beni Avrupa'ya, burada durmak istemiyorum, diye kalktım. Birden gece saat dörtte yatmışız, sabahleyin telefon geliyor; 'Süreya Hanım mahkemeye'. 'Ne mahkemesi, ne diye?' Kalktım, giyindim. Arabasıyla beni zaptiye vekaletine götürdüler. İki kişi demiş ki, 'o yabancıdır, Almanya'dan geldi, belki Gazi'yi öldürür'. Öyle şey söylenir mi? Ankara'da oldu bunların hepsi. Böyle olunca, 'istemem ben' dedim, 'kalmam burada'. Ağlıyorum. Sonra birisini yanına aldı. 'Beni illaki göndersin', dedim. İsmet Paşa, beni çok barıştırmak istedi. Ben Avrupa'da yetiştiğim için öyle alaturka şeylere alışamıyorum. 'Sen beni öldürürsün', dediği an bana çok ağır geldi." Rafet Süreya Hanım, güzel anılarını ise, "Güzel vakitler var ama, o da akşamları ancak. Çok dans ederdi. İki orkestra vardı, biri Türk. Yemek odasında durmadan onlara çaldırırdı. Evde. Baloya giderdik. Benimle dans ederdi. Tango, vals..." Atatürk'le yaşadığı bir yılın hatıralarını anlatırken kendisine daha sonra Worley soyadını veren İngiliz eşini hatırlayan Rafet Süreya Hanım, "Gazi'den önemliydi. Ruhtan anlardı, merhametli, çok hisliydi, şefkatliydi" diye o günleri anlatıyor. Atatürk'le geçirdiği yıllarda böyle duygular yaşamadığını söylüyor. Böyle küskün ve kızgın anlarından birinde çekip gitmeye karar veriyor Rafet Süreya Hanım: "O vakitte müdire haber verdi. 'Çabuk Süreya gelsin', diye Bekir Çavuş'u yollamış. Araba gelmiş. Dedim ki, 'burada yokum'. Gençlik işte, oradan (İzmir'den) Fransız vapuruna bindim, Paris'e gittim. Olmuyordu. İşte böyle Paris'e gittim. Sefarethaneye haber yollamış, 'Süreya dönsün' diye. 'Dönmem, üniversiteye gideceğim' dedim."

Ata'yı terk etti

Meçhul sevgili, söylediğini de yapmış. Bir daha dönmemiş ve Atatürk'ü terk eden kadın olarak bir başka hayata başlamış. 2 yıl felsefe okuduktan sonra üniversiteyi bırakmış ama, Chatelet adındaki dans mektebinde müziğin ve dansın dünyasına yeniden dönmüş. Hamburg'da, Beyrut'ta dans etmiş. "Dört kız, bir orkestra, çok lüks seyahatler yaptık" dediği yeni hayatında başka bir erkekle, 20 yıl evli kalacağı George Worley ile tanışmış. Büyük bir petrol şirketinin Irak'taki 'müdür-ü umumisi' olan Worley ona, hayatının en güzel anıları olarak hatırladığı yılları yaşatmış. Basra'da lüks içinde yaşamışlar. Çocuk sahibi olmak istememiş. Kocasının ölümünden sonra birkaç yılını İngiltere'de geçiren Rafet Süreya Iris Worley, 1959'dan sonraki hayatını, son günlerini İstanbul'da yaşlılık ve yalnızlıkla tek başına geçirdi. (Aktüel dergisi, 1991)




DİĞER SAKLAMBAÇ HABERLERİ
Yeşil sahada ibadet kriziYeşil sahada ibadet
Milano Moda Haftası'na...Estetik olmadan kendi...
Ünlü markalarda...Fazla kilo, selülit ve...
Nev'i şahsına münhasırMinik bedenler yatağa düşmesin
Beyaz Melek 'ilk'lerin filmiSen de oy ver sen de kazan!
Artık bir 'tık' kadar yakınBoynunuzda bakır güller açsın
Ramazan'da keyifli iftar...Yöresel damak tatları: Malatya
Etkinlik takvimiAcil servis
Aşk mesajlarıÇelebi Çiçek ile tarot kartları
Kardiyolog Uzm. Dr. Nazan...
GÜNCEL
Gitme bir tanem 'Gitme bir tanem'
Teröristlerin hain saldırısında şehit olan Uzman Çavuş Us ve er...
Bu ihmali kimse kaldıramaz
Çalışma şartları Ağır
James'e Türk eli değdi
Mayın değil hastane süründürdü
Evlat kurşunu
Israrla sahtekar
SPOR
Oh Oh be Fener varmış
Kanarya, 36'da Aurelio ve uzatmada Ali Bilgin'in at- tığı gollerle...
Hakkımızı yemeyin!
Devlerin sessiz dansı
Biraz insaflı olun
Kazanmak için Cimbom'dayım
Platini, Ülker'e teşekkür etti
Ankaraspor FIFA kapısında
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Parçalı Bulutlu 25°C 16°C 
ANKARA Az Bulutlu 30°C 12°C 
İZMİR Az Bulutlu 32°C 19°C 
ANTALYA Az Bulutlu 35°C 21°C 
ADANA Az Bulutlu 34°C 19°C 
EKONOMİ
IMKB E: 54.035,370 D:% -0,65
DOLAR S: 1,204 D:% -0,86
EURO S: 1,710 D:% -0,49
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
MAGAZİN
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu
Shuanda Bildiriyor Blogomania Hepoku