İKİ farklı (hemcıfilus inflııenzeı ve streptecoccus pnomaniae) mikrobun yol açtığı orta kulak iltihabının tedavisinde çeşitli yaklaşımlar vardır. Bazı tedavilerde 'parasentez' adı verilen kulak zarı çizme tercih edilirken, bazı durumlarda önce antibiyotik verilerek ileri derecede orta kulak iltihabında kulak zarı çizilmektedir. Gelişmiş ülkelerde bazı hastalarda hastalığın kendiliğinden, hiçbir komplikasyon olmaksızın düzeldiği öne sürülerek, antibiyotik verilmediği durumlar da söz konusudur.
İŞİTME KAYIPLARI OLUR Ortakulak iltihabı iyi tedavi edilmezse kronikleşebilir ve işitme kaybı gibi kalıcı izler bırakabilir. Bazen de iltihap komşu dokulara yayılarak iç kulak iltihabı, yüz felci ve beyin zarı iltihapları gibi çok daha ciddi hastalıklara yol açabilir. Orta kulak iltihabından sonra, mikroplar ortadan kalksa bile ortakulak boşluğunda sıvı birikintisi kalacaktır ve bazen bu sıvı hiçbir tedaviye cevap vermeyecektir. 'Seröz otit', 'enfüzyonlu otit' veya 'zamk kulak' gibi çeşitli adlarla anılan bu hastalıkta başlıca belirti, gelişen işitme kaybıdır. Bazen de çok kısa, bir veya iki saniye süren ağrılar da olabilir. KULAK TÜPÜ TAKILIR Kulak zarına bakıldığında, zar çökmüş ve amber rengini almıştır. Bazen hava sıvı seviyesi de görülebilir. Bu hastalığın tedavisi başlangıçta beklemektir. Çoğu kendiliğinden iyileşir. İyileşmeyenlerde uzun süre antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Antibiyotiğe rağmen düzelme olmazsa, östaki borusunun görevini yapacak olan kulak tüpü zara yerleştirilerek, orta kulağın havalanması sağlanır. Böylece orta kulaktaki sıvı dağılır, zar çökmesi ortadan kalkar. Bu tüp 3-8 aylık bir sürede kendi kendine kulak tarafından atılıp çıkar ve her şey normale döner. Bu durum çoğu kez kalıcı olur ve hastalık tekrar etmez. Bazen hastalığın tekrarında yeniden tüp takmak gerekebilir. Defalarca tüp takılıp düzelmeyen ve kulak zarı orta kulaktaki kemikçiklere yapışan hastalar az da olsa vardır. Bu durumda işitme kaybı kalıcı olur.