Daha beter olmadan
Nisan'dan bu yana 4 ayını Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından da erken genel seçimle heba eden Türkiye, hâlâ ayılabilmiş değil! İçeridekivedışarıdakisorunlardağgibiartıyor.Bunarağmen,meteliğekurşunatanıdadahil,nehikmetseherkes"Dövizyükselmiyor"diyemutluolabiliyor. Dünyayı kaldıracak kadar tecrübe sahibi olmuş haldeki hamal bile, sırtındaki onca yükün altında iki büklümken uzatılan mikrofona "Durumfenadeğil. 'İstikrarvar'diyebiliriz" diyebiliyor. Hayatında dolar veya euro görmemiş insanlar dövizle huzuru tarif edebiliyorsa; şartlar nasıl olursa olsun, her halükarda sırtındaki yükle hayatını sürdürmekten başka çaresi bulunmayanlar, hallerini istikrar kelimesiyle anlatıyorsa, bu işte bir sihir olduğu muhakkaktır.
Sanalillüzyonlaradikkat Öyle ise insanların en azından önemli bir kısmı böylesine alakasız verilerle kendi varlıklarını da doğrudan ilgilendiren kandırmacılara nasıl girebiliyor? İşte ayılma veya ayılmama dediğimiz nokta da burada başlıyor. Şüphesizki,toplumubutürkandırmacalaraitengerçek,akılvemantıkladeğil,siyasettenişdünyasınakadarbirdizikurgununmedyayıdaöneçıkartarakoluşturduğusanalillüzyondanortayaçıkıyor. Sık sık tekrarlanan o pembe ve sanal dünyaların büyüsü sanki dövizdeki hareketlilikle bitecekmiş gibi beyinler yıkanıyor. Sonuçta haldeki hamaldan dağ başındaki çobana kadar herkes, istikrar kelimesinin büyüsüne kapılıp her şeyi özetliyor. Etrafta olup biten ve ülkede yaşananlar da zerrece konuşulmadığı ve yorumlanmadığı için, güllükgülistanlık bir tablonun var olduğu sanılıyor.
Olupbitenlerianlamalıyız Neacıdırki,ülkevemilletolarakyalanrüzgarınınböylesineestirdiğibirortamda,olupbitenlerinfarkındadeğiliz. Gün geçtikçe artan şehit cenazeleri karşısında milletin öfkesini dindirebilmek için 5-6 aydır sınır ötesi harekatten bahsedenler, seçimden sonra bunu bile anmazken kimsenin gıkı çıkmıyor. Cari açık artıyor, ihracatçı bile susuyor. Çiftçinin ürünü yanıyor, çürüyor ve yok oluyor ama, tepki verene rastlanmıyor. Memur veya işçi, çalışanların hiçbiri hak talebinde bulunamıyor. Emeklinin takadı kalmamış, donuk gözlerle seyrediyor. Esnafın "Şükür" diyen dilleri mi yapışmış ne! Siftah bile yapılmadan indirilen kepenklere rağmen sessizlik sürüyor. Böylesi bir ortamda, laf AbdullahGül'ün Cumhurbaşkanı seçilip seçilmeyeceği konusuna gelirse, millet adeta bülbülleşiyor. Herkes her şeyi ve de akla-hayale gelmeyecek kadar maharetle özetleyip yorumluyor. Destekleyeni de, karşı çıkanı da bu tartışmalardan sonsuz mutlu oluyor. Böyle bir toplumu ayıktırıp kendine getirtecek ve gerçek gündemiyle haşır neşir ettirecek dahabeter ne olabilir ki!