Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Güler Karaağaç: Uykuda solunum bozuklukları (2)
Uyku apne hastalığı hem toplumsal hem bireysel sağlığı olumsuz etkileyen ciddi bir hastalıktır. Dünyada yüzde 1-9 arasında değişmekte, ülkemizde ise yaklaşık yüzde 3 gibi bir sıklıkta görülmektedir. Erkeklerde, 40 yaş üzerinde sık izlenmektedir. En önemli belirtileri; horlama, uykuda nefesinin geçici olarak durduğunun hasta yakını tarafından fark edilmesi, sabah yorgun kalkma, gündüz aşırı uyku halidir. Diğer belirtileri arasında; uykuda boğulma hissi, hipertansiyon, bölünmüş uyku, karar verme yeteneğinde azalma, unutkanlık, depresyon, ağız kuruluğu, gece sık idrara çıkma da yer alır.
ALTIN STANDARTLA GÖZLENİYOR Uyku sırasında solunum bozukluklarının saptanmasındaki "altın standart" olan test "polisomnografi"dir. Uyku laboratuvarında uygulanan kayıt yöntemi polisomnografi testinde, hastaların gece boyunca EEG (beyin aktiviteleri), EOG (Göz küresi hareketleri), EMG (bacak hareketleri), beden durumu, solunum eforu, kan ve oksijen düzeyleri, EKG (kalp ritmi), soluk sesi kaydedilip değerlendirilir. Apne; uykuda en az 10 saniye nefesin durmasıdır. Tıkayıcı apne, solunum çabası sürdürüldüğü halde ağız ve burunda hava akımının durması, 'santral apne' hem solunum, hem ağız ve burunda hava akımının durması halidir. Her 2 apnenin gözlenmesi Miks Apne'dir.
TRAFİK KAZASINA YOL AÇAR 'Hipopne' ise; 10 saniye veya üzerinde solunumda yüzde 50 azalma ya da kan oksijen oranında yüzde 3'lük düşmelere denilir. Polisomnografide saptanan apne-hipopne indeksi, kan oksijen düzeyi dereceleri doğrultusunda 'uyku apne sendromu' tanısı, derecesi ve tedavi şekli belirlenir. Özellikle hipertansiyon uyku apne sendromu ile birlikte görülür. Bazı klinik skorlamalarda hipertansiyon, uyku apne sendromu araştırılması için kriter olarak görülmektedir. Uyku hali, konsantrasyon güçlüğü ve trafik kazalarına yol açar.
|