Kaç zamandır rahatsızdım kuzucuklarım. Küçük bir ameliyat geçirdim. Yürümekte zorlandığım içindir ki, oturduğum yerden izledim hayatınıza dökülen zehirli varilleri. Gazetelere ve televizyonlara bakarken, "Bunların boyu bosu devrilsin" diye az haykırmadım, yalan değil. Ama doktorumun bir tavsiyesi var: "Sinirlenmek yok!" Fidan gibi gençleri, o güzelim kızları göz göre göre kaybederken, nasıl sinirlenmeyeyim!
*** Yaşlılık zor çocuklarım. Yaşlı insan saygı istiyor, ilgi istiyor ama her şeyden önemlisi sağlık istiyor. Sıcak havalar değil bizleri sıkıntıya sokan. Çünkü bizler tarihin denizlerinde serinliyoruz. Hâlâ kapıların önündeki leğenlerde yıkıyoruz anıları, inanın bir damla kir çıkmıyor. Şimdi deniz kıyılarındaki kalça ve göğüs gösterilerini ve köpükler içindeki mankenleri izliyorum da bütün denizleri ve sokakları temizlemek geçiyor içimden. Bu rezil alemde, bir tuvaletler kalmıştı basılmadıkları. Galiba herkes kendisine yakışan yeri biliyor.
*** Açıkhava konserleri başladı, geçen yıl çoğuna gitmiştim. Bu yıl o benim masum evladım Yalın'ın konserine gitmeyi çok istemiştim ama olmadı. Bu çocuğun, diğerlerinden ayrılan o kadar çok şeyi var ki. Aile terbiyesi görmüş, efendi şarkıcıların hali başka oluyor. İyiyle kötüyü ayırın birbirinden çocuklarım. Yoksa hiçbirinizi birbirinizden ayıramayacaklar. Çünkü bakıyorum da giderek birbirine benziyor herkes.