Kapalı cerrahi yöntemler sayesinde günlerce hastanede kalmak, derin dikiş izleriyle dolaşmak sona erdi. Bu konudaki gelişmeleri Dr. Tabandoh anlatıyor.
Ameliyat olmak, geçmişte olduğu gibi derin kesikler ve günlerce hastanede kalmayı gerektirmiyor. Teknolojinin gelişmesiyle cerrahi kesikler yapılmadan sadece küçük delikler açılarak karın duvarına 'port' denilen ince boru sistemleri yerleştirilerek bir kamera ve ışık kaynağı yardımıyla karın boşluğunu gözetlemek ve yine aynı yolla ince cerrahi aletler ile operasyonları Laparoskopik (kapalı) olarak gerçekleştirmek mümkün. Günümüzde birçok cerrahi alanında artık bu teknoloji kullanılıyor. Genel cerrahi, üroloji, ortopedi, kadın hastalıkları, kulak-burun-boğaz, çocuk cerrahi, göğüs cerrahi ve hatta kalp cerrahisi uzmanları ameliyatlarını bu teknikle başarıyla gerçekleştiriyor. Bu yazı dizisinde 1 hafta boyunca genel cerrahi alanında kapalı cerrahinin ne olduğu, yararları ve kullanım alanları, uygulanmakta olduğu hastalıklar ve sonuçlarını, sonunda da en yeni ve ilginç sayılabilecek teknolojiler hakkında bilgileri okuyacaksınız. İlke olarak bu operasyonlarda her zaman genel anestezi (narkoz) uygulanıyor. Çünkü tekniğin uygulama gereği ağrı ve sıkışma hisleri, bilinci açık bir hastaya ciddi rahatsızlıklar veriyor. Genel anestezi uygulamasından sonra normal açık bir cerrahide olduğu gibi cildin temizliği, steril aletler ve örtülerin kullanımı, görüntüleme aletlerinin ayarlanması ile operasyona başlanıyor. Karın duvarından yerleştirilen yaklaşık 1 cm çapındaki bir boru sistemi karın duvarından içeriye sokulup karın içi karbondioksit gazı ile şişiriliyor. Şişen karında organlar kısmen birbirinden ayrılıyor. Böylece karın içine yerleştirilen bir kamera ve ışık kaynağı yardımı ile her tarafa bakma ve hatta büyütmeli görüntüler elde etmek mümkün oluyor. Titizlikle gözlemlenen karın boşluğundaki hastalıklar ve anormal durumlar kolaylıkla tespit ediliyor. İlave olarak karın duvarına yerleştirilen borular yardımıyla ince ve uzun cerrahi aletler karın içine sokuluyor. Yeterli bir eğitimden sonra aynen açık cerrahi operasyonlarda olduğu gibi; kesme, çekme, germe, ayırma, yakma, bağlama ve dikme gibi işlemler güvenle uygulanıyor. İlk kez 1980'lerin ikinci yarısında safra kesesi operasyonuna uygulanan laparoskopik ameliyat 1990'ların başından bu yana ülkemizde kullanılıyor. Laparoskopik cerrahinin başlıca yararları ameliyattan sonraki dönemde daha az ağrı ve daha hızlı aktif hayata dönüş olmakla birlikte ameliyat izinin daha küçük olmasıdır. Öte yandan bu operasyonların gerçekleştirilebilmesi için gereken özel teknolojik aletler, cerrahın özel laparoskopik cerrahi eğitimi ve tecrübesine sahip olması gerekliliği ve bunlara bağlı olarak maliyetlerinin daha yüksek olması da bu cerrahinin en önemli dezavantajlarıdır. Laparoskopik cerrahi her ne kadar açık cerrahiye alternatif gibi gelecekte tüm dünyada ilk tercih edilen yöntem olacaktır.