YUMUŞAK doku denildiğinde, vücudumuzdaki kaslar, tendonlar, bağlar, damarlar ve sinirler akla gelir. Yumuşak doku yaralanması ise bu dokuların kesici, delici, ezici, gerici ve rotasyonel travmalar sonrası hasara uğraması, zedelenmesi olarak tanımlanır. Travmaların çeşitliği yaralanmaların çeşitliliğini de artırır. Ortopedik yumuşak doku yaralanmaları içine kas, tendon ve bağ yaralanmaları girer. Kaslar hareket sisteminin motor elemanlarıdır. Tendonlar kemiklerle kasların arasında sağlam bir geçiş bölgesi oluşturur. Kasların kasılması sonucu oluşan kuvvet, tendonlar aracılığı ile kemiklere iletilir ve hareket oluşur. Bağlar ise eklemi oluşturan kemiklerin stabilitesini sağlar.
BAĞLARA ZARAR VERİYOR Görüldüğü gibi hareket etmemizi sağlayan bu yapıların birbirleri ile ilişkileri çok yakındır. Travmalar hareketin oluştuğu eklem çevresinde daha yoğun hissedilir. Eklemi uygun olmayan şekilde hareket etmeye zorlayan travmalar ilk olarak eklem stabilitesini sağlayan bağlara zarar verir. Travmanın şiddeti artarsa eklem stabilitesine katılan tendon ve kaslarda, hatta zorlanan eklemi oluşturan kemiklerde de hasar oluşabilir. Özellikle spor travmaları sonucundaki bağ yaralanmaları en sık ayak bileği, diz, omuz ve el bileğinde görülür. Bu tür yaralanmalar üç grupta sınıflandırılır: Grade I sprain: Travmaya uğrayan bağda gerilme, minimal kopma mevcuttur. Grade II sprain: Travmaya uğrayan bağda nerdeyse yarıya yakın kopma vardır. Grade III sprain: Travmaya uğrayan bağın tamamı kopmuştur. Bu sınıflamaya göre tedavi yönlendirilebilir. Sınıflamayı yapabilmek için de mutlaka iyi bir fizik muayene, ardından çekilecek direkt grafiler, stres grafileri ve eğer kopmadan yani Grade III sprain'den şüpheleniliyorsa yumuşak dokunun çok iyi olarak değerlendirilebildiği MRI gerekli olabilir.